Mesajı Okuyun
Old 24-12-2010, 13:33   #18
detay82

 
Varsayılan

Avukatların salt fonksiyonun adliyelerde hakim ve savcılara yardım etmek olduğu, müvekkiller olmadan avukatların bir işlevinin olmayacağı, adaletin avukat olmadan da, bir şekilde, yerini bulacağı yönündeki görüşe biraz daha geniş bir bakış açısıyla bakmak gerekmektedir...

Avukatın fonksiyonlarından biri elbette ki mahkemelerde müvekkillerini temsil etmek ve mahkemeye yardımcı olmaktır. Ancak bir avukat ın işlevi bu kadar dar ve basite alınacak derecede değildir.

Bir hakimin tek bir işlevi vardır: Olayları inceleyip bunlara kanunları uygulamak. Bu kadar. Bu iş burada başlar ve burada biter.

Hakimlerin de yaptığı aslında bir vekalet (Halkın devlete verdiği yönetim vekaletine dayanarak hakimlere verilen yetki belgesi) işidir. Vatandaşlar olaylarına adliyelere nüksettirmeseler, bu mesleğe de gerek kalmayacaktır.

Bir avukatın ise işlevleri oldukça fazladır. Hakimlerin olayları çözümlemesi ve uygulanacak hukukun tespiti konusunda yardımcı olunması bunlardan sadece birisidir. Diğer fonksiyonları:

Bir avukat, bazen hakimlerin hukuki bilgisine başvurduğu bilirkişidir.

Bir avukat, akıl sorulan bir müşavirdir bazen.

Bir avukat, bir hakemdir bazen.

Bir avukat, uzlaştırıcıdır bazen.

Bir avukat, filozoftur bazen.

Bir avukat, bir hakime bile, mütalaa verendir bazen.

Bir avukat, bazen müvekkilini bazen de hakimi durduran ona yol gösterendir.

Bir avukat, sözleşmelerin kurulmasında önemli roller üstlenmektedir.

Bir avukat, bazen doktrin yaratmaktadır. Hukuki eserler sunmaktadır.

Bir avukat, bazen olayları davaya gerek bırakmadan taraflar aracılığıyla çözebilmektedir.

Bir avukat, hukuki sorunu bazen daha doğmadan çözebilen, önleyebilendir bazen. Ancak bir hakim hukuki sorunu önüne geldikten sonra ele alandır.

Bir avukat, hayatın her alanındadır, spor, dernekler, siyasi partiler, komisyonlar…

Bir avukat, bazen bir hakime bazen de kendi müvekkiline rağmen hukuku üstün tutandır.

Şimdi söylemek istediğim belki biraz komik bulunabilir ancak, özellikle özel hukukta ve bazı istisnalar hariç tutularak, hakimler olmadan da adalet yerini bulabilir ve insanların hukuki sorunlarına çözümler bulunabilir. Belki bu daha sağlıklı olacaktır… Artık günümüz özel ve tüzel kişileri hakimlerin dışında hukuki çözüm mercilerine ihtiyaç duymaktadırlar. Zira mevcut yargılama sistemi artık çökmüştür. Her sene Yargıtay da ki dosyaların 20.000 tanesinin zamanaşımına uğradığı ifade edilmektedir. Yargılamalar sağlıklı olmamaktadır

Meseleyle ilgili Haluk İnanıcı’nın 21. Yüzyılda Avukatlık ve Baro- Eleştirel Bir Değerlendirme isimli kitabının 25 vd. sayfalarından alıntı:

Yargı ve Klasik Avukatlığın İflası: İhtilafların Çözümünde Yeni Yol Arayışı

Peki bu kriz aşamasında yargı ne durumdadır? Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Gelinen noktada, tek cümle ile; “Modern Yargı/Klasik Avukatlık Modeli İflas Etmiştir.”

Batıda gerek ABD de gerekse AB de yargının iflas ettiği dolaylı olarak konuşuluyor. Konuşulmanın ötesinde artık ihtilafların çözümleri ile ilgili yeni modeller geliştiriliyor. Yargının ve klasik avukatlığın iflası bu modellerin gerekçelerinde gizli. Tüm dünya ihtilafların çözümü için yargı dışında çareler, yöntemler arıyor. Gerekçeleri ise çok basit: i) Adil Yargılanmanın İmkansızlığı/Yavaşlık: Yargının sürati ihtiyacı karşılamıyor. Makul yargılanma süreleri hep aşılıyor. Adil yargılanma mümkün olmuyor; ii) Masraflardan Tasarruf: Yargının harç, giderleri ve avukatlık ücretleri çok yükseliyor. İii) Gizlilik: Yargı aleni olduğu için tarafların bütün bilgileri alenileşiyor. İv) Kontrol ve Esneklik: Dava açıldıktan sonra tarafların tam olarak kontrol edemediği bir süreç başlamış oluyor. v) Ticari Menfaatler: Dava dışında tarafların ticari ve kişisel menfaatlerini karşılıklı olarak gözeterek daha yaratıcı çözümlere ulaşılması olanaklı hale gelir. vi) Ticari İlişkiler: Mücadeleci yargılama süreci yerine işletmecilerin müzakerelerini esas alan usuller taraflar arasındaki ticari ilişkileri korur ve onarır. vii) Bağımsızlık: Taraflar, gerçekten bağımsız olan bir arabulucunun yaptığı değerlendirmeler sonucunda, hukuki ve fiili durumların dikkatli, gizli ve gerçekçi bir değerlendirmesini yapma fırsatını yakalar.

Dünya, yargının bu olumsuzluklarını ortadan kaldıracak yeni bir döneme giriyor. Değişim, ihtilafın taraflarının bütün silahlarını olanca gücüyle karşısındakine yönelttiği mücadeleci (gladyatör yöntemi) dava türlerinden, artık Uzlaşmacı bir yönteme geçişi gösteriyor…..”

Saygılarımla.