Mesajı Okuyun
Old 14-05-2004, 17:10   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Karşı taraf bankanın ticari defterlerinin delil olarak kabul edilmesi, Türk ticaret Kanununun 82. vd. maddelerinde yer alan ''delilini karşı tarafın Ticari defter ve kayıtlarına hasretme! '' hükmü ile paralellik arz eder.

Başka bir ifade ile, TK. 82. ve dv. maddeye dayanarak; benim delilim karşı taraf şirketin (yada bankanın) ticari defterleridir diyen taraf için mahkeme bu hasren delil istemi icabı defter incelemesi yaptırır ve neticesine göre hüküm kurar. Sözleşme özgürlüğü penceresinden bakıldığında bu noktada bir anormallik yoktur.

Bahsettiğiniz banka ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması, çok zor bir olasılık dahi olsa böyle bir durumda da olaya şöyle yaklaşmak doğru olur kanısındayım:

Bankalar ile şahıslar arasında aktedilen kredi sözleşmesinde, banka alacaklı kredi kullanan ise borçludur. Alacak iddiası ile davada taraf olan banka kayıtlarının usulüne aykırı tutulması haliyle alacağın varlığı hususunda bankayı sıkıntıya düşürür. Farklı bir ifade ile, olaya tersten bakıldığında:

Bu tür bir davada ya banka alacak iddiası ile davacıdır,
Yahut banka borcum yoktur diyerek menfi tespit davası açan borçlunun davalısıdır. Her iki durumda da borcum yoktur diyen yahut daha az borcum vardır diyen kredi borçlusuna karşı banka kendi kayıtlarının sağlıklı olması halinde hak iddia edebilecektir. Usulüne uygun olmayan ticari defterlerin sahibi lehine delil olma olasılığı bulunmadığından, dava her halükarda iddiası doğru ise kredi borçlusu lehine sonuçlanacakatır.

keza:
Alıntı:
Hasım taraf, aleyhinde delil ittihaz olunan kaydın aksini muteber delillerle ispat edebilir.
şeklindeki hüküm de bu olaya feragat edilse dahi uygulanabilir.

Sizin bu ihtimali dışlayacak bir örneğiniz varsa ayrıca tartışalım.

Selamlar.