Mesajı Okuyun
Old 15-03-2012, 14:29   #4
princepss

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2000/12-49,K. 2000/94,T. 16.2.2000
• ŞİKAYET (*İhtiyati*Hacizin Takip Muamelesi Sayılmaması Nedeniyle Reddi )
• KONKORDATO MÜDDETİ ( Rehinli Alacaklar Müstesna Olmak Üzere Borçlu Aleyhine Hiçbir Takip Yapılmaması )
•*İHTİYATİ*HACZİN*İCRA TAKİBİ SAYILAMAYACAĞI (*İhtiyati*Haczin*Alacaklıların Haklarını Temin İçin Borçlunun Mallarına Konan Tedbir Olup İcra Takibinden Veya Açılacak Davadan Önce Uygulanması )
• BORÇLU ALEYHİNE TAKİP YAPILAMAMASI ( Kokkordato Mühleti İçinde Rehinli Alacaklar Müstesna Olmak Üzere Borçlu Aleyhine Takip Yapılamaması )
2004/m.35,42,58,264,257,289-6762/m.662-1086/m.101

ÖZET :*Konkordato müddeti içinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz; evvelce başlamış takipler durur".*İhtiyati*haciz ise alacaklıların haklarını temin için borçlunun mallarına konan tedbir olup icra takibinden veya açılacak davadan öncede uygulanabilir. Takip muameleside sayılamıyacağından; şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA :*Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Adana İkinci İcra Hakimliği )nce davanın kabulüne dair verilen 23.2.1999 gün ve 1999/379 E- 291 K.sayılı kararın incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesinin 14.4.1999 gün ve 1999/3779-4743 sayılı ilamı ile; ( ...İhtiyati*haciz kararı İİK.nun 289. maddesinde rehinli alacaklar müstesna olmak üzere mühlet içinde hiçbir takip yapılamaz ise de,*ihtiyati*haciz kararı tedbir niteliğinde olduğundan ve takip muamelesi sayılamayacağından mühlet,ihtiyati*hacze karar verilmesine ve uygulanmasına engel sayılamayacağından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir ... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: İKK.nun 289. maddesinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere,mühlet içinde. borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur..." hükmü getirilmiştir. Anılan maddede, konkordato mühleti içerisinde yasaklanan husus icra takibidir. İcra takibinin niteliği ve ne zaman başlamış sayılacağı ilamlı icra hakkında İcra İflas Kanununun 35. maddesinde,ilamsız icra hakkında aynı Kanunun 42. maddesinde gösterilmiştir. Ayrıca İİK.nun 58. maddesinde de takip talebinin nasıl yapılacağı genel olarak belirtilmiştir.
İhtiyati*haciz ise; İİK.nun 257. ve bunu. izleyen maddelerinde düzenlenmiş "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından" borçlunun mallarının ve haklarının üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. İİK.nun 264. maddesinde "ihtiyati*haczi yaptıran alacaklının 7 gün içerisinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluluğunu içeren" hükümden de anlaşılacağı üzere*ihtiyati*haciz ile icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenlerle,*ihtiyati*haciz icra takip işlemi olmayıp yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.nun 101. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenenihtiyati*tedbir benzeri daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan İİK.nun 289. maddesinde öngörülen takip yasağından, sayılamaz.
İhtiyati*haczin*TTK'nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler arasında belirtilen takip talebi niteliğinin bulunmadığı, bu işlemlerin ayrı hukuki sonuçlar doğuracağı, dolayısı ile zamanaşımını kesmeyeceği, Hukuk Genel Kurulunun 22.6.1966 T.E.İc. 805, K: 475 sayılı kararında kabul edilmiş olup uygulama da bu doğrultudadır. Sözü edilen Hukuk Genel Kurulu kararı ve zamanaşımı hususundaki uygulama da*ihtiyati*haczin*icra takip işlemi olmadığı hususundaki görüşün doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Öte yandan, somut olayda,*ihtiyati*haciz kararı mahkemece kaldırılmamış olup, borçlunun konkordato isteminden vazgeçmesi sebebi ile Adana Onikinci Tetkik Merciinin 5.5.1999 tarih, 1999/2338-2312 sayılı kararı ile konkordato mühleti kaldırıldığından*ihtiyati*haciz uygulamasının borçlunun konkordato projesini sonuçsuz bırakacağından söz edilemez.
Aksinin kabulü ile ihtiyaten haczedilen malların borçluya iadesi halinde*ihtiyati*haciz hakkı mahkeme kararı ile belirtilen alacaklının zararının oluşacağı da açıktır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :*davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin*harcının geri verilmesine, 16.2.2000 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

Yukarıdaki kararda da görüleceği gibi, ihtiyati haciz bir icra takibi işlemi değil. Dolayısıyla, dosyada ihtiyaten haciz olması ve bunun kesin hacze dönüştürülmeden kaldırılması durumu; "dosyada haciz işlemi yapılmış" şeklinde yorumlanamaz. Bence burada, dosyada haciz işlemi yapılmadığından %3,96 oranında tahsil harcı hesaplanması gerekir.