Mesajı Okuyun
Old 02-11-2010, 17:49   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Klasik şekli en çok kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde ortaya çıkıyor. Aşağıda yardımcı olacağından emin olmamakla beraber bir karar sunuyorum:

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1986/10-433
Karar: 1987/15
Karar Tarihi: 14.01.1987

ÖLÇÜMLEMENİN İPTALİ DAVASI - TAKIM SÖZLEŞMESİ - KILAVUZ VEYA DAYIBAŞI TABİR EDİLEN KİŞİLERLE İŞVEREN VE İŞÇİ ARALARINDAKİ İLİŞKİ - KILAVUZUN BULDUĞU İŞÇİLERLE İŞVEREN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN HİZMET AKDİ OLDUĞUNUN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Her ne kadar, takım sözleşmesinin unsurlarından birisi, takım kılavuzunun işverene karşı belirtilecek biçimde iş görme borcu altına girmesi ise de, bu yön kılavuz (dayıbaşı) ile işveren arasındaki ferdi iş ilişkisi yönünden önemlidir; yoksa takım işçilerinden her birinin çalışmaya başlamasıyla o işçiyle işveren arasında iş ilişkisi kendiliğinden oluşmaktadır. Sonuç olarak, takım kılavuzu işverene ait işyerinde fiilen çalışsın veya çalışmasın işyerinde çalışmaya başlayan işçilerle işveren arasında kurulan hukuki ilişki hizmet akdi olup, bu kişiler sigortalı niteliğini taşımaktadır.

(1475 S. K. m. 10) (506 S. K. m. 3)

Dava: Taraflar arasındaki <ölçümlemenin iptali> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın Asliye 1. Hukuk (iş) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.10.1985 gün ve 1983/709 B-1985/1167 K. sayılı kararın incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 24.12.1985 gün ve 6406-7244 sayılı ilamı ile; (... Davada uyuşmazlık konusu olan husus, Dayıbaşı tabir edilen aracıların temin ettiği kişilerle davacı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve sonuçta bu kişilerin sigortalı sayılıp sayılamayacaklarıdır.

Davacı ile Dayıbaşı ve çalışanlar arasındaki hukuki ilişki, mevcut özelliklerine göre 1475 Sayılı İş Kanununun 10 ncu maddesinde öngörülen <takım sözleşmesi>ne dayanmaktadır. Takım sözleşmesinin hukuki niteliği ise, iki ayrı sözleşme tipinin birleşmesinden meydana gelmiş ve birleşik sözleşmedir ki, bunlar hizmet sözleşmesi ve başkasının fiilini taahhüttür ve bu iki sözleşme konusunda kendilerine has hükümler uygulanır. Takıma dahil işçilerden her birinin işe başlamasıyla, kendileri ile işveren arasında hizmet sözleşmesi meydana gelir.

Her ne kadar, takım sözleşmesinin unsurlarından birisi, takım kılavuzunun işverene karşı belirtilecek biçimde iş görme borcu altına girmesi ise de, bu yön kılavuz (dayıbaşı) ile işveren arasındaki ferdi iş ilişkisi yönünden önemlidir; yoksa takım işçilerinden her birinin çalışmaya başlamasıyla o işçiyle işveren arasında iş ilişkisi kendiliğinden oluşmaktadır.

Kaldı ki, aksinin kabulü, Sosyal Güvenlik Hukukunun temel ilkelerine dahi ters düşer. Bu anlamda, takım kılavuzunun, takım oluşturan işçileri temsil yetkisi de takım sözleşmesinin yapılmasıyla sınırlı olup, işçilerin işe başlamasıyla sona erer.

Sonuç olarak, takım kılavuzu işverene ait işyerinde fiilen çalışsın veya çalışmasın işyerinde çalışmaya başlayan işçilerle işveren arasında kurulan hukuki ilişki hizmet akdi olup, bu kişiler ölçümleme döneminde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 2100 Sayılı Kanun ile değişik 3/1-A maddesinde öngörülen (... özel sektöre ait tarım işyerinde ücretle çalışanlar kapsamındadırlar ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu anlamında sigortalı niteliğini taşımaktadır.

Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı Kurum Vekili.

Karar: Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.01.1987 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları