Sn Ens;

Ben o hükmü miras hakkına mahsuben mülkiyetin kendisine verilmesini isteyebilir. Şeklinde olduğunu anımsıyorum.

Bu hükmün amacı sağ kalan eşe daha fazla hak tanımak değil, orada geçirdiği yaşam ve bunun yarattığı psikolojik etkiler nedeniile bir öncelik tanımaktır.

Bu çerçevede öncelikle herkesin miras payı saptanacaktır. Konut aile konutu nişteliğinde ise, ya da birlikte yaşanılan konut ise bu konutun bedeli saptanarak sağ kalan eşin miras payından mahsup edilecektir. Eğer sağ kalan eşin miras payı konut bedeline aşıyorsa sorun yoktur. Mirasın tasfiyesinden sonra konut sağ kalan eşe geçtiğinden bunun mahsubu sonucu olarak diğer tereke konusu mallarara ilişkin bedel hisseleri oranında diğer mirasçılara dağıtılacaktır. Sonuçta miras payından herkes hissesine düşen kadarını alacaktır. Fark sağ kalan eşin konutu alması ile miras payının bir kısmını ayni, diğer mirasçıların ise diğer mallar nakte çevrilip sağ kalan eşin miras payından konutun bedeli mahsup edildiğinden bu konutun bedelinden hisselerine düşen payı (mülkiyet hakkı istenmese idi sağ kalan eşe ait nakit pay daha fazla olacaktı. Ama mülkiyet hakkı istenmesi nedeni ile sağ kalan eşe tüm terekenin paraya çevrilmesi halinde düşecek paydan mahsup işlemi nedeni ile ona düşecek nakit eksilecektir. Bu eksilen nakit pay da diğer mirasçılara hisseleri oranında dağıtılacaktır.) nakit almalarıdır.

Sağ kalan eşin miras payı mülkiyeti istenen gayrimenkulün değerini karşılamıyorsa bence aradaki farkı yatırmak zorundadır. Mahsuptan anlaşılan budur.

Hakimin taksitle ödemeye karar verip veremeyeceği konusunda:

Bu konu hiç dikkatimi çekmedi. Daha çok davamda bu hakkın kullanılmasını isteme koşulları ile uğraştım. Yasada da böyle bir hüküm anımsamıyorum. Bu durum karşısında bence tasfiye bitene kadar sorunun çözümlenmiş olması gerekir. Yasa taksitle ödemeyi öngörmemiştir. Ancak hakim taksitle ödemeye karar verirse diğer mirasçıların haklarının korunması için gerekli önlemleri almak zorundadır diye düşünüyorum.

Saygılar