Mesajı Okuyun
Old 17-04-2011, 16:00   #10
Franz Kafka

 
Varsayılan Mesleki Kaygılar

Öncelikle kendimin de bir son sınıf öğrencisi olduğunu belirterek mesajıma başlamak istiyorum.
Hakimlik, Savcılık Sınavı:
Hakimlik, savcılık ve avukatlık mesleği sizin de bildiğiniz gibi en onurlu mesleklerden biridir. Ama hakimliğe ve savcılığa nedense avukatlıktan daha çok önem verilmekte, sınavlarına rağbet edilmektedir. Her hukuk fakültesi öğrencisinin hayallerini süslemektedir. Bu kadar çok hukuk fakültesinin olmadığı yıllarda ise avukatlıkla aynı öneme sahipti, hatta büyüklerimden öğrendiğim kadarıyla fakülteye bitirenin kararına kalmış bir seçimdi. Olmak isteyen oluyordu açıkçası. Ayrıca ben hala olmak isteyenin olabileceği kanaatindeyim. Önümüze konulan soruları iyi ve hukuk fakültesinin hakkını vererek okuyan bir öğrencinin geçemeyeceğini düşünmüyorum. Birkaç aylık yoğun bilgi tarama ve hatırlama çalışmasıyla yazılı sınav pekala rahtlıkla geçilebilir. Sonraki aşama ise mülakat. Açıkçası torpil olduğuna inanıyorum, daha doğrusu iyi kaynaklarım var. Emin olun inanmıyorum diyen de yoktur. İçinde az da olsa bir inanç vardır. Bununla birlikte sınavı geçen herkesin de torpille sınavı geçtiğini söylemek doğru olmaz. Büyük bir çoğunluğu kendi hakları ile mülakat aşamasını geçmektedirler. Sonuçta yazılı sınavı geçtikten sonra geriye ne kadar torpilli insan kalabilir ki? Bunun için istenirse ve hedeflenirse önünüzde engel yoktur. Ayrıca torpil denen kavramla hakim, savcı olmak isteyenleri ise kınıyorum. Söylediğim gibi hakimlik, savcılık çok yüce bir meslektir. Siz haktan, hukuktan bahsedeceksiniz sonra mesleğinize böyle bir başlangıç yapacaksınız. Bir hukukçu için bundan kötü bir şey olamaz. Vicdanınız rahat etmez bir kere.
Avukatlık:
Bilindiği üzere hukuk kontenjanları her geçen yıl arttırılmakta ve bu da avukatlara ve öğrencilere olumsuz olarak yansımaktadır. Belki bu konudan dolayı da hakimlik, savcılık mesleğine olan rağbet, kontenjanlarla doru orantılı çoğalıyor. Yıllar sonra avukatların aç gezeceği tezi sunulması pek de kulak arkası edilemez. Şu anda bile durum pek iç açıcı değil. Özel üniversitelerin diğer bölümlerinde boş kontenjandan geçilmezken, hukuk fakülteleri hınca hınç dolu. Bu da öğretim üyesi bulunmayan hukuk fakülteleri açılmasına sebep oluyor. Elinizi sallasanız hukuk fakültesi öğrencisine isabet ettirme olasılığını çoğaltıyor. Bundan dolayı avukatlık mesleğine biran önce sınav getirilmesi zorunluluğunu doğuruyor. Evet, bir son sınıf öğrencisi olarak mesleğe başlamadan böyle bir sınav gelsin istiyorum. Avukatlık mesleği onurlu bir meslektir ve bu mesleğe başlamadan beni de sınava tabi tutsunlar. Ama hakkaniyetli de olsun tabi ki! Sınavı kazanamayanlar, hazırlananlar içinse avukatlık yardımcılığı gibi bazı meslekler getirilebilir. Böylelikle uzmanlaşma sağlanmış olur. Hem de hukuk adına, meslek onuru adına iyi bir şeyler yapılır.
Sonuç:
An nihayetinde meslek seçimi her hukukçu için, belki de önümüzde çok fazla yol bulunması sebebiyle sıkıntılı bir süreçtir.Hukuk uzman yardımcılığı, hukuk müşavirliği gibi meslekler de var daha. Hakimlik savcılık ise daha da içinden çıkılmaz süreçlerle doludur. Ama en zor olan karar vermeyi atlattıktan sonra torpil iddiaları gibi şeylerin kafanı karıştırmasına izin vermemelisin. Yazılı sınavı geçtikten sonra sırf torpil yüzünden kazanamadın mı? Olsun. İyi bir avukat daha kazanmış olur bu onurlu meslek.