Mesajı Okuyun
Old 28-10-2011, 07:27   #6
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1994/4-327
K. 1994/349
T. 19.12.1994
• HAKARET ( Şikayet ve İhbar Hakkının Hakkın Kullanılması Nedeniyle Hukuka Uygun Olması )
• ŞİKAYET VE İHBAR HAKKI ( Hakkın Kullanılması Yönünden Hukuka Uygun Olmasına Rağmen Bu Hak Hakkı Doğuran Nedenin Koyduğu Sınırlar İçinde Kullanılmalı )
• HUKUKA UYGUNLUK HALİ Şikayet ve İhbar Hakkının Hakkı Doğuran Nedenin Koyduğu Sınırlar İçinde Kullanılmasının Gerekmesi )
• MAĞDURA YÜKLENEN SUÇUN İŞLENMEDİĞİ BİLİNDİĞİ HALDE YETKİLİ MERCİE İHBAR ( İftira Suçunun Oluşması )
• İFTİRA SUÇU ( Mağdura Yüklenen Suçun İşlenmediği Bilindiği Halde Yetkili Mercie İhbar ve Şikayette Bulunma )
2709/m.36, 74
765/m.480
ÖZET : Anayasanın 36 ve 74. maddelerinde düzenlenen şikayet ve ihbar hakkı, hakkın kullanılması nedeniyle hukuka uygunluk halidir. Ancak bu hakkı doğuran nedenin koyduğu sınırlar içinde kullanılmalıdır. İhbar ve şikayet yetkili makamlara yapılmadan önce veya yapıldıktan sonra hatta böyle bir başvuru olmaksızın dahi durumun araştırılması, şüphelenildiğinin söylenmesi arasında fark yoktur. Failin, mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini kesin olarak bildiği kanıtlanmadıkça, hakkı doğuran nedenin koyduğu sınırın aşıldığı kabul edilemez. Fail mağdurun yüklenen suçu işlemediğini bildiği halde, yetkili mercie ihbar ve şikayette bulunursa iftira suçunu, bu mercilerin dışında kalan kişilere duyurması halinde ise hakaret suçunu işlemiş olacaktır.
Maddi olayda; şikayetçinin, sanığın evinde dikiş dikmesinden sonra dikiş makinasının gözündeki küpelerin bulunamadığı, sanığın küpeleri araştırmaya başladığı, şikayetçinin kızından sorduğu, şikayetçi ile biraraya geldiklerinde küpeyi sorduğu ve tartıştıkları, sanığın "sen aldın, başka dikiş diken olmadı" dediğinin anlaşılması karşısında, söylenen sözler kuşku anlatımı ve belirtilmesi niteliğinde olup şikayet ve ihbar hakkının kullanılması amacıyla yapılan araştırma ve soruşturma çerçevesinde kaldığından olayda hakaret suçu oluşmaz.
DAVA : Hakaret suçundan sanık Naime'nin TCY.nın 480/3; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 950.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, ( Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi )'nce verilen 21.1.1993 gün, 106/7 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi, 25.1.1994 gün, 7813/325 sayı ile;
"Oluşa göre sanığa yükletilen hakaret suçunun ögeleri oluşmadığı halde hükümlülük kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 21.4.1994 gün, 25/53 sayı ile;
"Sanık, "küpeleri sen aldın, dikişi sen dikmiştin" sözleri ile, şikayetçinin evde dikiş diktikten sonra küpelerini aldığını söylemiş; böylece yer ve zaman belirtilerek hırsızlık fiilinden bahsedilmiştir. Söylenen bu sözler, uyarma, bilgi verme, savunma, kınama ve karşılık verme kastıyla söylenmemiştir. Herkesin duyabileceği bir yerde "küpeleri sen aldın" demiştir. Yasal bir başvuruda da bulunmamıştır. Hakaret suçu oluşmuştur" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ve sanık tarafından süresinde istenildiğinden, dosya; Yargıtay C.Başsavcılığı'nın "onama" istemli 21.11.1994 günlü tebliğnamesiyle , Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu; gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanığın kocasının yeğeni olan şikayetçi Fatma, sanığın evine giderek dikiş dikmiştir. Ertesi gün sanık, dikiş makinasının çekmecesinde bulunan küpeleri bulamayınca şikayetçinin kızından küpeleri sormuştur. Bunu öğrenen şikayetçi, sanığın evine giderek küpeleri almadığını söylemiş, sanık ise, "küpelerin dikiş makinasının çekmecesinde olduğunu, başkalarının dikiş dikmediğini, dikiş dikenin aldığını söylemiştir. Şikayetçi, küpelerin alındığı yolunda köyde dedikodu çıkartan sanıktan şikayetçi olmuş, sanık hakkında madde tayini suretiyle hakaret suçundan dava açılmıştır.
Açıklanan olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığa yüklenen madde tayini suretiyle hakaret suçunun yasal ögelerinin oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Bir fiilin suç teşkil edebilmesi için; tipe uygun olmalı, bir başka hüküm tarafından hukuka uygun hale getirilmemeli ve failde suç kastı bulunmalıdır. Hakkın icrası, mağdurun rızası, görevin yerine getirilmesi haklı savunma ve zaruret hali olarak kabul edilen hukuka uygunluk nedenlerinden, hakaret ve sövme suçlarında hakkın icrası üzerinde durulmalıdır. Bu suçlarda hakkın icrası olarak ençok terbiye ve gözetim, savunma, ihbar ve şikayet, haber verme ve eleştiri hakları sözkonusu olmaktadır.
Hakkın kullanılması olarak kabul edilen ihbar ve şikayet hakkı, Anayasanın 36 ve 74. maddelerinde düzenlenmiştir. Herkes kendisi veya kamu ile ilgili konularda yetkili makamlara şikayette bulunmak ve dava açmak hakkına sahiptir. Bu hakkın, hakkı doğuran nedenin koyduğu sınırlar içinde kullanılması, kötüye kullanılmaması zorunludur. İhbar ve şikayetin yetkili makamlara yapılmadan önce veya yapıldıktan sonra, hatta böyle bir başvuru olmaksızın dahi, durumun araştırılması, şüphelenildiğinin söylenmesi arasında fark yoktur.
İhbar ve şikayet hakkı kullanılırken, belirli kimselere bir suç oluşturan belirli bir eylemin yüklenmesi gerekmektedir. Bu, şikayetin doğal sonucudur. Aksi halde yani suç oluşturan bir eylem yüklenmeden ihbar veya şikayet hakkının kullanılması olanaksızdır. Bu nedenle, ihbar ve şikayet hakkının kullanılması, bu hakkın sınırları aşılmadığı sürece hakaret suçu açısından bir hukuka uygunluk nedeni oluşturacaktır.
Şikayet veya ihbar hakkının kullanılmasındaki ölçü, suç failinin; ihbar veya şikayetin konusunu oluşturan eylemin mağdur tarafından işlenmediğini bilip bilmemesidir. Mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini bildiği kanıtlanmadıkça sınırın aşıldığı kabul edilemez. Failin, mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini kesin olarak bildiği halde, suç işlediğinden bahisle yetkili mercie ihbar veya şikayette bulunması iftira suçunu, bu mercilerin dışında kalan kişilere duyurması ise hakaret suçunu teşkil edecektir.
Maddi olayda, şikayetçi sanığın evinde dikiş, dikip gittikten sonra dikiş makinasının gözüne konan küpelerin bulunamaması üzerine şikayetçiden şüphelenilmiştir. Sanık, kaybolan küpelerini araştırmaya başlamış, şikayetçinin kızından sormuştur. Durumu öğrenen şikayetçi, sanığın evine gelmiş bu nedenle tartışmışlardır. Sanığın, kaybolan küpelerini araştırması, evde dikiş dikmesi nedeniyle şikayetçiden küpeleri sorması, sosyal ve kültürel durumları da nazara alındığında, bir araya geldiklerinde konuyu tartışıp "sen aldın, başka dikiş diken olmadı" demesi, araştırmaya yönelik sözlerdir. Oluş, sanığın olay sırasında kullandığı sözlerin kullanılış biçimi, daha önce şikayetçinin kızına sorularak küpelerin araştırılması, söylenen sözlerin sonuç itibariyle kuşku anlatımı ve belirtilmesi niteliğinde oluşu nazara alındığında bu sözlerin, şikayet ve ihbar hakkının kullanılması amacıyla yapılan araştırma ve soruşturma çerçevesinde kaldığının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla olayda hakaret suçunun oluşmadığı, hakkın icrası nedeniyle hukuka uygunluk halinin bulunduğu nazara alınarak Yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel mahkeme direnme hükmünün ( BOZULMASINA ),19.12.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.