Mesajı Okuyun
Old 21-09-2007, 00:16   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6433
Karar: 2004/6503
Karar Tarihi: 01.07.2004
ÖZET: İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunun 77. maddesinin açık buyruğudur. Bu yönden mahkemece yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği. konularında ve olayın niteliğine de uygun bilirkişilere dosya tevdii edilerek, İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşullar gözönünde tutularak ve özellikle işyerinin niteliğine göre iş disiplinini temin etmeyen işverenin de olayda kusurlu olduğu gözetilerek, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddeleri incelenmek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu hangi önlemleri aldığı hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin ne ölçüde uyduğu gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptamaktır.
(506 s. SSK m.11, 24,) (4857 s. İŞK m. 77)
Davacılar murisinin davalı A. P.'a ait işyerinde çalışırken diğer işçi tarafından öldürülmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hacer Pat tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacılar, murisleri Mehmet'in iş kazasında öldüğünü belirterek yazılı maddi ve manevi tazminatların davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç aşağıdaki belirtilen nedenlerle yerinde değildir.
1) Zararlandırıcı sigorta olayının davacılar murisi ile işyerinde diğer işçi Abdurrahman arasında çıkan kavga sonrasında meydana geldiği, bu yönüyle davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 11-A maddesi olduğu açıktır. Anılan bu maddeye göre iş kazası sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır. Aynı Yasanın 11/ A-a maddesine göre de sigorta olayının işyerinde meydana gelmesi halinde bu olayın iş kazası sayılması yasal zorunluluktur. Somut olayda olayın iş yerinde oluştuğu tartışmasız olduğundan bu zararlandırıcı olay bir iş kazasıdır. Mahkemenin buna yönelik inceleme yapmadığı ortada ise de dosya kapsamı gereğince olayın iş kazası olduğu kabul edilerek aşağıdaki belirtilen konularda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekir.
2) Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin olay gönü işyerinde çalışmakta iken iş kazası sonucu öldüğü açıktır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77. maddesinin açık buyruğudur.
Yargılamalar sırasında alınan 7.12.2003 günlü bilirkişi raporunda murisin % 25, olaya neden olan diğer işçi Abdurrahman'ın % 75 kusurlu oldukları Taşeron C. T. ile asıl işveren D. Tuğla A.Ş.'nin de kusursuz sorumluluklarının bulunduğu, bu yönüyle genel hükümlere göre rapor düzenlendiği anlaşılmış ise de alınan kusur raporunun olayın niteliğine iş ve sosyal güvenlik hukuki uygulamalarına ilişkin olmadığı ortadadır.
Bu yönden mahkemece yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği. konularında ve olayın niteliğine de uygun bilirkişilere dosya tevdii edilerek, İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşullar gözönünde tutularak ve özellikle işyerinin niteliğine göre iş disiplinini temin etmeyen işverenin de olayda kusurlu olduğu gözetilerek, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddeleri incelenmek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu hangi önlemleri aldığı hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin ne ölçüde uyduğu gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptamaktır.
3) Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklarda öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ile mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin Kurum'dan sorularak bildirilen miktarın en son zarardan indirilmesi suretiyle tazminatın saptanması gerektiği, Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda olay iş kazası olduğu halde diğer yönlerde işlem yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu yönde yapılacak iş, davacılar anne ve babanın maddi tazminat talepleri yönünden olayın iş kazası olduğu açık olmakla 506 sayılı Yasanın 24. maddesi gereğince işlem yapmaları kısaca Kurum'dan gelir bağlanması için kuruma başvurmaları giderek bu yönde dava açmaları için öne i vermek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar ile davalılardan SSK'nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 1.7.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************