Mesajı Okuyun
Old 04-09-2014, 00:00   #12
Av.Nevzat

 
Varsayılan

Öznur Hanım Merhaba.
Şehir dışında olduğum için sorunuzu ve mailinizi yeni yanıtlayabiliyorum.
Konuyu açarken de belirttiğim gibi iki ayrı dava açma ihtimali var:
1. Arabayı satan kişiye karşı “ayıba/zapta karşı tekeffül” hükümlerine göre araç bedeliyle ilgili alacak davası. (Yeni Borçlar Kanununda kavramlar farklı olabilir)
2. Bu araçların bu şekilde yurda girmesine, trafiğe tesciline ve bu güne kadar birçok el değiştirmesine engel olmayan İçişleri Bakanlığına karşı tam yargı davası.
Ancak her iki davada da, büyük bir ihtimalle ceza soruşturmasının/kovuşturmasının sonucu beklenecektir. Çünkü gerçek anlamda ZARARIN MİKTARI/KAPSAMI caza davasının sonucuna bağlıdır.
Ceza soruşturması/kovuşturması nedeniyle;
a) Aracın sadece kaydına tedbir konabilir.
b) Araca el konulup dava sonunda sahibine iade edilebilir.
c) Araç müsadere edilebilir.
Bu ihtimallere göre, açılacak tazminat-alacak/tam yargı davalarında talep edilecek zarar miktarı belli olacaktır.

Bizim olayda, ceza soruşturması aşamasında, aracın kaydına tedbir konulmuş ve araca da el konulmuş idi. Ancak ceza davası aşamasında yoğun taleplerimiz neticesinde araçların bir kısmı kaydında tedbir olmak kaydıyla sahiplerine iade edildi. (Yani sizinle aynı konuma geldik) Bu arada Mahkeme Başkanı değiştikten sonra iade taleplerini reddetti. Dava halen devam ediyor. Çok sanıklı davalar maalesef yıllarca devam ediyor. Biz de dava sonucunda “müsadere” kararı verilip verilmeyeceğini merak ediyoruz. Müsadere kararı verilir ve karar kesinleşirse yukarda bahsedilen davalar açılır diye düşünüyorum.
Araçlardan birisiyle ilgili olarak Asliye Hukukta açılmış bir davada davanın kabulü yönünde verilmiş bir karar, ceza davasının sonucu beklenmeden karar verildiği gerekçesiyle Yargıtay tarafından BOZULDU. Bu karar da benim düşüncemi destekliyor.
Özetle bu aşamada dava açsanız bile büyük bir ihtimalle ceza davasının sonucu beklenecek. Eğer ceza davasının sonucunda aracın müsaderesine değil müvekkilinize iadesine karar verilirse, hukuk davasındaki “aracın bedeline yönelik” talebiniz reddedilecektir. Bu durumda yargılama gideri ve karşı yan vekâlet ücretini de düşünmek gerekir.
Müsadere konusundaki aşağıdaki hükümler aracın müvekkilinizde kalma ihtimalini düşündürüyor:

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kan.’nun “Müsadere” başlıklı 13. maddesinde;
“(1) Bu Kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nın eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümleri uygulanır.” denmektedir.

5237 sayılı TCK’nın “Eşya Müsaderesi” başlıklı 54. Maddesinde:
“(1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur……
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğura-cağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilirdenmektedir.
Olayda idari kayıtlara güvenerek yasal yollarda araç satın alan kişilerin iyi niyetli olduğu tartışmasızdır.

Sizin olayda ceza davası henüz açılmadı mı?

Umarım yardımcı olur.