Mesajı Okuyun
Old 26-11-2007, 16:59   #17
köktaş

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2002/1-185
K. 2002/300
T. 9.7.2002
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 168. maddesinde 10.5.2001 gün ve 24398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesinde, yerleşik yargısal kararlarda vurgulandığı ve ayrıntıları 23.12.1976 gün ve 7-6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; yargı mercilerince ceza davalarında karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, kamu davasına katılma isteği ya da kişisel dava gününde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenmekteydi.

Ancak, Avukatlık Yasasının ücret sözleşmesini düzenleyen 168. maddesinde 4667 sayılı Yasanın 81. maddesi ile yapılan ve somut olaydaki hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren değişiklik karşısında, anılan maddenin son fıkrasına göre; "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife" nin esas alınması gerekmektedir..

Yine aynı Yasanın 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değişik 164. maddesinin son fıkrası ile, "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, avukata aittir." hükmü getirilmiştir.

Açıklanan yasa değişikliklerinden sonra düzenlenip 4.12.2001 tarih ve 24603 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve direnmeye ilişkin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. Kısım 2. Bölümünde ise, ağır ceza mahkemelerinde görülen davalardaki avukatlık ücreti 480.000.000 TL, olarak belirlenmiştir.

Bu itibarla, yerel mahkemenin Avukatlık Yasasında yapılan ve hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren değişiklikler doğrultusunda, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre müdahil vekiline verilmek üzere 480.000.000 TL. avukatlık ücretine hükmetmesi gerekirken, kamu davasına katılma isteği tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca müdahile verilmek üzere 115.000.000 lira avukatlık ücreti tayini isabetsiz olup, direnme hükmünün bu nedenle de bozulması gerekir.