Mesajı Okuyun
Old 18-01-2009, 20:23   #2
korayoz

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar tam sizin olayınıza uyuyor;

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/17148

K. 2007/30956

T. 22.10.2007

• İŞE İADE TALEBİ ( Davanın Bir Aylık Hak Düşürücü Süre Geçtikten Sonra Açıldığından Reddi Gereği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İşe İade Talebi - Davanın Bir Aylık Hak Düşürücü Süre Geçtikten Sonra Açıldığından Reddi Gereği )

• FESİH BİLDİRİMİ ( Sözlü Olarak İş Sözleşmesinin Feshinin Bildirilmesi Geçerli Bir Bildirim Olduğu Gibi Eylemli İşe Alınmama Hali de İş Sözleşmesinin Feshi Olup Bu Tarihte İşe Alınmama Öğrenildiği İçin Fesih Bildirimi Olarak Kabul Edildiği )

• SÖZLÜ OLARAK İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN BİLDİRİLMESİ ( Geçerli Bir Bildirim Olduğu Gibi Eylemli İşe Alınmama Hali de İş Sözleşmesinin Feshi Olup Bu Tarihte İşe Alınmama Öğrenildiği İçin Fesih Bildirimi Olarak Kabul Edildiği )

• FESİH NEDENİ ( İş Sözleşmesinin Eylemli ve Sözlü Olarak Feshedildiği - Davacının Daha Sonra Bilgi Edinme Kapsamında Fesih Nedenini Öğrenmek İçin Başvurması ve İşverenin Yazılı Bildirimde Bulunması Daha Önce Yapılan Bu Bildirimi Ortadan Kaldırmadığı )

4857/m.18,21

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Fesih bildiriminin yazılı yapılmaması ya da yazılı fesih bildiriminde fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmemesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, feshin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Yasada bildirimin yazılı fesihten başlatılacağında dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle sözlü olarak iş sözleşmesinin feshinin bildirilmesi, geçerli bir bildirim olduğu gibi, eylemli işe alınmama hali de iş sözleşmesinin feshi olup, bu tarihte işe alınmama öğrenildiği için fesih bildirimi olarak kabul edilmelidir. Davacının iş sözleşmesinin eylemli ve sözlü olarak 22.07.2006 tarihinde feshedildiği ve bildirimin bu tarihte davacıya yapıldığı sabittir. Esasen bu mahkemenin de kabulündedir. Davacının daha sonra bilgi edinme kapsamında fesih nedenini öğrenmek için başvurması ve işverenin yazılı bildirimde bulunması daha önce yapılan bu bildirimi ortadan kaldırmaz. Mahkemenin fesih bildirim tarihinin yazılı yapıldığı 05.08.2006 tarihi kabul ederek, davanın süresinde açıldığı şeklindeki değerlendirmesi hatalıdır. 22.07.2006 fesih bildirim tarihine göre, dava bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24.08.2006 tarihinde açıldığından, davanın reddi gerekir.
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, feshin geçersizliğine, davacının alt işveren olan davalı S ... A.Ş. işyerine işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağından her iki davalının birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı Valiliğe ait işyerinde diğer davalı şirket işçisi olarak çalıştığım, davalılar arasındaki sözleşmesinin muvazalı olduğunu, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, hakkında şikayetin 28.06.2006 tarihinde yapıldığım, fesih hakkının 6 günlük hak düşürücü süre içinde kullanılmadığını, yazılı fesih bildirimi yapılmadığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini iddia eden davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asıl işveren Valilik vekili, süre ve husumet itirazı yanında, davacı hakkında şikayetler nedeni ile rapor hazırlanıp gereği için diğer davalıya gönderildiğini, buna göre işlem yapıldığını savunurken, diğer davalı alt işveren şirket vekili ise, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, ayrıca davacının iş sözleşmesinin yapılan soruşturma sonucu eğitim verdiği çocuklara kötü davranması nedeni ile haklı olarak feshedildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece davalılar arasında alt asıl işveren ilişkisi olduğu, davacının 2004 yılından beri davalı işyerinde beden öğretmeni olarak çalıştığı, 625 sayılı yasa kapsamında olmadığı, iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilemeyeceği, davacının 22.07.2006 tarihi itibari ile işyerinde çalışması engellenmiş ise de, bu çalışmanın engellenmesinin fesih anlamına gelmeyeceği, davacının iş sözleşmesinin eylemli olarak 22.07.2006 tarihinde feshedildiği, ancak feshin geçersizliğine itiraz süresinin fesih bildiriminin tebliğinden başlayacağı, 01.08.2006 tarihinde önce davacı işçiye yazılı bir fesih bildirim yapılmadığı, davanın bu tarihe göre süresinde açıldığı, davacının eğitmenliğini yaptığı yurttaki çocuklara kötü davrandığının inandırıcı delillerle kanıtlanmadığı feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine, davacının alt işveren olan davalı S... A.Ş. işyerine işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağından her iki davalının birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca, "iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinde itibaren bir ay içinde" iş mahkemesinde dava açması gerekir. Somut olayda işyerinde beden öğretmeni olarak sokak çocuklarına eğitim veren davacı hakkında, çocuklara kötü davrandığının şikayet edilmesi üzerine soruşturma açıldığı ve soruşturma sonucu, davalı asıl işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinin alt işverenden istendiği, alt işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin eylemli olarak 22.07.2006 tarihinde feshedildiği, davacı işçinin fesih sebebini öğrenmek üzere 01.08.2006 tarihli dilekçe ile başvurduğu anlaşılmaktadır.
Fesih bildiriminin yazılı yapılmaması yada yazılı fesih bildiriminde fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmemesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, feshin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Yasada bildirimin yazılı fesihten başlatılacağında dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle sözlü olarak iş sözleşmesinin feshinin bildirilmesi, geçerli bir bildirim olduğu gibi, eylemli işe alınmama hali de iş sözleşmesinin feshi olup, bu tarihte işe alınmama öğrenildiği için fesih bildirimi olarak kabul edilmelidir. Davacının iş sözleşmesinin eylemli ve sözlü olarak 22.07.2006 tarihinde feshedildiği ve bildirimin bu tarihte davacıya yapıldığı sabittir. Esasen bu mahkemenin de kabulündedir. Davacının daha sonra bilgi edinme kapsamında fesih nedenini öğrenmek için başvurması ve işverenin yazılı bildirimde bulunması daha önce yapılan bu bildirimi ortadan kaldırmaz. Mahkemenin fesih bildirim tarihinin yazılı yapıldığı 05.08.2006 tarihi kabul ederek, davanın süresinde açıldığı şeklindeki değerlendirmesi hatalıdır. 22.07.2006 fesih bildirim tarihine göre, dava bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24.08.2006 tarihinde açıldığından, davanın reddi gerekir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.