Mesajı Okuyun
Old 02-02-2010, 15:48   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Öyle ise ikinci yapılan sözleşme şekle aykırılık nedeni ile geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayanarak hak talebinde bulunamazsınız.
İlk sözleşme halen geçerlidir. Çünkü geçerliliği resmi şekle tabi olan bir sözleşmenin iptali de yine şekle tabidir. İkinci sözleşmede birinci sözleşmening eçersiz kılındığının belirtilmesi şekle aykırılık nedeni ile geçersiz olduğundan ilk sözleşme halen ayaktadır.
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Karşılıklı borçlanmayı içeren bir sözleşmede iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde; Borçlar Yasası'nın 106. maddesi hükmü, öteki tarafa üç seçimlik hak tanımaktadır. Sözleşmenin direngen olmayan tarafı her zaman edimin ifasını ve gecikme nedeniyle oluşan zararının giderilmesini; veya sözleşmenin yerine getirilmesinden ve gecikme nedeniyle ödence isteminden vazgeçtiğini hemen bildirerek, edimin ifa olunmaması ve bu kapsamda borcun ödenmemesinden doğan zararı için ödence isteyebilir ya da sözleşmeyi bozabilir.
Tavsiyem, yanlar arasındaki sözleşme gereğince taşınmazın teslimi gereken tarih itibariyle bitmiş haldeki rayiç bedellerini müsbet zarar olarak isteyin.
KOLAY GELSİN