Mesajı Okuyun
Old 10-02-2008, 14:53   #4
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yazılı olmayan eser sözleşmesinde ispat sorunu

Yücel Bey işinb temel noktalarını açıklamış. Ancak ben biraz ortalığı karıştırmak istiyorum:

1- Yücel Bey'in verdiği 1 numaralı kararda sözleşmenin olduğunun kanıtlanması istenmiş.

Şimdi sizin olayınıza bakalım.
Senetli ispat zorunluğunu gerektiren bir bedelde bir SÖZLEŞMENİN varlığının tartışıldığı açık.
Ancak 293/4 yorumlandığında davalının 1 yılı aşkın bir zaman orada işlem yapmış olması ve davalının buna ses çıkarmamış olması bir anlaşmanın varlığına karine oluşturur diye düşünüyorum.
Öte yandan ülkemizde eser sözleşmelerinde genellikle yazılı sözleşme yapılmamaktadır. Daha doğrusu kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin dışında eser sözleşmeleri yazılı şekilde yapılmamaktadır. Ben kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde bu kadar yaygın olarak yazılı sözleşme yapılmasının nedeninin sözleşmenin varlığını değil, paylaşım koşullarını kanıtlamak amacı güttüğünü düşünüyorum.

Yücel Beyin aktardığı kararda da aşağı yukarı aynı mantık kabul edilmiş; halin icaplarına ve yöresel teammüllere göre yazıya bağlanması gerekip gerekmediği.

Bence davalı 1 yılı aşkın bir süre tadilat yaptırmış, bu tadilata ses çıkarmamış bu koşullar birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin varlığı kabul edilebilir. Tek sorun Yargıtay kararında da belirtildiği gibi hakimin bunu kendisinin takdir etmesi yerine bilirkişiye sorması olabilir. Bu koşullarda da bilirkişi büyük olasılıkla arada sözleşmenin olduğunu kabul eder.

2- Arada bir istisna akdinin varlığının kanıtlanması da çok önemli değil bence.

Bir iş yapılmış. İş yapılması hukuki işlem değil hukuki fiildir. Kim tarafından yapıldığı her türlü kanıtla kanıtlanabilir.

Yapılan bu işin karşılığının (bedelinin) ödenmesi ise bir hukuki işlemdir. Sadece yazılı belge ile kanıtlanabilir. Eğer davacı bu işi yaptığını kanıtlarsa bedelini isteme hakkına sahip olacaktır. Bedelin ödendiğini kanıtlama yükümü de size düşecektir.

3- Sözleşmenin varlığının kanıtlanamaması durumunda ne olacaktır? Hangi hükümler uygulanacaktır?
İlk aklımagelenler vekaletsiz iş görme veya haksız fiil. Bence yukarıda belirtilen koşullar karşısında bu iki ilişkiye ait hükümler de uygulanamaz.

4- İmara aykırılık sorununa gelince;
Burada davacı fen adamı olduğu için işi imara uygun olarak yapmak, iş sahibinin talimatı olsa bile yapılması istenen işin imara aykırı olduğu konusunda iş sahibini uyarmak, iş sahibi ısrar ederse yazılı belge almak zorundadır. Bu nedenle işin imara uygun hale getirilmesi nedeni ile ortaya çıkacak zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğunu düşünüyorum. Bu sorumluluk onun teknik adam özelliklerinden, meslek erbabı olması özelliklerinden doğan bir sorumluluktur. Benzer hükümler Bayındırlık işleri Genel Şartnamesinde de vardır ve doktrin tarafından kabul edilmektedir.

Saygılarımla.