Mesajı Okuyun
Old 13-09-2017, 20:05   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tegese
Her ne kadar davanın açıldığı zaman açısından hangi mahkemenin görevli olduğu konusunda bir anlaşmazlık olduğu düşünülse de; Yargıtay 13. Hukuk dairesi benzer nitelikli kararlarının gerekçesinde ''Ne var ki, 6502 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde "bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalar açıldıkları mahkemede görülmeye devam eder" hükmü bulunmakta olup, eldeki dava 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce 13.9.2013 tarihinde açılmış bulunduğundan eldeki davaya genel mahkemede bakılması gerekir. '' şeklinde açıklamada bulunuyor. Oysa 20. Hukuk dairesi ilk mesajdaki kararında bu şekilde bir açıklamada bulunmamış . Kararın içeriğinden olayın meydana geldiği zaman net olarak anlaşılmasa da 2015 esaslı olması dolayısıyla Tüketici kanunun yürürlüğe girdiği tarihten (2014) sonra açılmış olduğu düşünüldüğünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna işaret etmesi gerekmez miydi?

Hernekadar soru metninde geçen kararlarda 13 ve 20'nci HD.sinin görüşleri arasında bir fark bulunduğu izlenimi görünmekte ise de, 20 HD side aşağıdaki kararında aynen 13.HD.kararlarında olduğu gibi " Taraflar arasında, tedavi hizmetine dair vekalet ilişkisi bulunmakta olup ihtilafın, vekâlet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, 6502 sayılı kanun dönemindeki uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde ,6502 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış davaların ise asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği " vurgulanmış ve her iki dairenin görüşleri arasında herhangi bir çelişki kalmamıştır.

T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/10922
K. 2016/10356
T. 10.11.2016

DAVA : Taraflar arasındaki davada ... 4. Asliye Hukuk ve ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, yanlış tedavi sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici olup vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
... Tüketici Mahkemesi ise vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakma görevi tüketici mahkemesine ait ise de, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 1. maddesine göre, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder hükmü sebebiyle davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
Somut olayda, davacılar vekili, müvekkili ...'in doğumunun yapılması için ... Özel Sağlık Hizmetlerine yatışının yapıldığını, aynı gün doğuma alındığını, doğum esnasında davalıların ihmal ve kusurları sebebiyle göbek bağı kesilmek istenirken yeni doğan bebek ....'in ayak parmağının kesildiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında, tedavi hizmetine dair vekalet ilişkisi bulunmakta olup ihtilafın, vekâlet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(l) maddesiyle vekâlet sözleşmeleri de Kanun kapsamına alındığından, taraflardan birinin tüketiciolduğu vekâlet sözleşmelerine dair uyuşmazlıkların da tüketici mahkemesinde çözümlenmesi zorunludur. Ne var ki, 6502 Sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinde "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalar açıldıkları mahkemede görülmeye devam eder." hükmü bulunmakta olup; eldeki dava, 6502 Sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce 10/11/2011 tarihinde açılmış bulunduğundan, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin dava tarihinde yürürlükte olan 4822 Sayılı Kanunla değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 4077 Sayılı Kanunla güdülen amaç, tüketicinin tüketime yönelik satışlarda, mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, 4077 Sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyecek olan somut uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 Sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.