Mesajı Okuyun
Old 30-12-2008, 12:51   #34
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Toplantıda olan biteni özetlemek istiyorum.

Öncelikle avukatlar çoğunlukta olmak üzere THS dahil 5 ayrı platform/kuruluş/dernek temsilcisi de toplantıya katıldı. ( THS’yi Av.Suat Ergin temsil etti.)

Habibe’nin açılış konuşmasından sonra Av. Gökçeçiçek Ayata imzaya açılan metni özetledi ve kararın kadın hakları merkezine emek veren kişilerle görüşmeden alınmasının ve cep telefonundan yollanan bir kısa mesajla gerekçesi dahi açıklanmadan bildirilmesinin yanlışlığını vurguladı.

Konuşmacılar merkezde zaten sıkıntılar yaşandığını ve alınan kararın geriye atılmış bir adım olduğunu belirttiler. Kadınlarla ilgili sivil toplum kuruluşları da bir eğitim/seminer olmaksızın verilecek hizmetin niteliksiz hale geleceğini, bu alandaki duyarsızlık nedeniyle kadınların canından olduğunu, bu tür sorunlarda ilk 24 saatin hayati olduğunu, baronun bu kararı nedeniyle tedirginlik duyduklarını belirttiler.

Baro başkanı, sivil toplum örgütlerinin meslek içi olan bu alanda bir tartışmanın tarafı olamayacağı gerekçesiyle, temsilcileri tam olarak susturmaya çalıştığında, kendisine burada gizli bir konuşmanın yapılmadığını ve kadın örgütlerinin bu kararın sonuçlarından doğrudan etkilenecekleri için orada bulunma hakları olduğunu hatırlattık. Bu hatırlatmamızın olumlu bir sonucu olmadığı gibi, bir temsilci kendini toplantıyı terk etmek zorunda hissetti ve gitti.

Baro başkanı ne yazık ki, alınan kararın hangi sorunu çözdüğü konusunda bizleri ikna edememiştir. “Meslektaşlar arası eşitlik” ifadesinden çıkarılabilecek tek sonuç, artan adli yardım ücretlerinin paylaştırılması konusunda baronun yaşadığı kaygıdır. Meslektaşlarımız, bu ücretlerden feragat etmenin bir yolu varsa bunu da kabul edeceklerini, tek isteklerinin bu alanlarda ( çocuk ve kadın hakları), alana duyarlı kimselerin baroyu temsil etmesi olduğunu beyan ettiler. Orada bulunanlar için kadın hakları merkezinin dosyaları bir “iş” değildi. Paraya tahvil edilmeye çalışılan bir mesele değildi.

Benim dikkatimi çeken bir konu da, bir arkadaşımız KHUM ( kadın hakları uygulama merkezi) dediğinde başkanın bunu düzeltmesi oldu. Bu düzeltmeyi, konuşmalar sırasında birkaç kez daha yapması bana çarpıcı geldi. “Uygulama” sözcüğünün merkezin adından çıkarılmış olması ve düzeltme konusundaki ısrar bile başlı başına bir gösterge. Avukatın elinden uygulamacılığı alırsanız, geriye etki edebileceği, fark yaratabileceği hangi alanı bırakırsınız?

Saygılar.