Mesajı Okuyun
Old 11-12-2006, 11:30   #116
Veysel

 
Varsayılan

Sayın Ahu ; "Şimdi halâ yukarıda anlatmış olduğum fikirlerinizi savunuyormusunuz ?" diye sormuşsunuz.

O ifadeler; yazmaktan sonradan son derece üzüntü duyduğum, açıkçası benim için talihsiz ifadelerdi. Herşeyden önce üslubum yanlıştı. Tekrar belirmekte yarar görüyorum ÜZGÜNÜM. Olaya toplumsal bakış açısı ile yaklaşmak istedim ancak içeriğini ne yazık ki cümlelerime yansıtamadım. Sonuç itibariyle o keskin ifadeler ortaya çıktı. Dolayısıyla tepki de ... Zaten nasibimi de aldım.

Ahu hanım ; Gelenekçi toplumlarda birey yaşantısını ve davranışlarını topluma göre, çağdaş toplumlarda ise birey (birey olmuş) yaşam tarzını kendi özgür iradesine göre belirler. Bu genel bir yaklaşımdır. Toplumumuz, gelenekçi toplumdan çağdaş topluma geçişin sancılarını yaşamaktadır. Bu sürecin karınca hızı ile ilerlemesinin başka sebepleride olmakla birlikte, önemli sebeplerden bir kaçı din, kültür ve mevcut siyasi yapıdır. Bu, kişisel düşüncemdir. Tabii ki, namus kavramı (iffet/iffetsiz, - ki, bu kelimeleri bu güne kadar hiç kullanmadım.) "kızlık zarı" ile sınırlı değildir. Ancak bu toplum, günümüzde bunu ölçü almaktadır. Doğru veya yanlış ... İdeal olan ve yaşanan... İşte burda da kişisel düşüncelerimizde farklılıklar ortaya çıkması normaldir.

Mesajınızdaki son iki parağrafta ifade ettiğiniz düşüncelerinize içtenlikle katılıyorum. Ancak, güvenlik duygusu, iletişim, paylaşma, yardımlaşma , ekonomik ve kültürel vs. vs. nedenlerden dolayı ve varlığımızı sürdürebilmemiz için sırtımızı dayadığımız (ben, bireyin tek başına varlığını sürdürebileceğine inanmıyorum.) bu toplumun değer yargılarını bir çırpıda kenara atamayız. Hele işin içinde "din" olgusu varken... Yani olaya salt "ahlak" anlayışı çerçevesinde değil, olaya dini açıdan da bakmakta yarar görüyorum. Zaten "ahlak" anlayışı da "din" kavramıyla ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla aynı zamanda din toplumu olduğumuzu da unutmamalıyız. Bu ifadelerimden töre - namus - bekaret'ten kaynaklı cinayetleri haklı gerekçelere dayandırmak istediğim veya savuduğum izlenimi lütfen çıkarılmasın. Adı ne olursa olsun cinayetin hepsine karşıyım.

Namus anlayışı kişinin ; kişiliği, kültürü, hayat felsefesi, din ve ahlak anlayışına göre değişir. Bunu da kabul ediyorum. Ancak, "özgürlük" adı altında bir takım etik değerlerimizin bir bir dejenere olmasını da buna göz yumulmasını da açıkçası doğru bulmuyorum. Biz ne zaman ki bu değerlerimizi ( -ki bunlar , sınama, deneme ve yanılma neticesi varlıklarını veya devamlılıklarını sürdürürler.) kaybettik, işte o zaman birbirimizi anlayamadık, üzdük, aşağıladık ve hatta yaşama şansı dahi tanımadık.

Sonuç itibariyle ; "bekaret" namus için bir ölçü değildir. Ancak bunun da sınırsız kullanılmasına karşıyım. Nasıl ki her kadının gönlünde saf-temiz-bakir-sadık-güvenilir bir erkek partner yatıyorsa, unutulmamalıdır ki her erkeğinde gönlünde de aynı özellikleri taşıyan bayan/kadın parner yatmaktadır.
Bence her iki tarafında istediği "saf ve temiz" olan.

Saygılarımla.