Yasemen K haklı, bu öykünün birkaç kullanımı var. Bir de ben anlatayım(Yorum yapmayacağım, kimse beklemesin):

"Kadına Yönelik Şiddet" alanında gönüllü çalışmak isteyenlere verilen eğitimde kullanılan "yargılarımız- önyargılarımız"ı gösteren bir örnek.

"Yaratıcı Yazarlık Seminerleri"me katılan arkadaşlara "karakter oluşturmada yargılarımız-ezberlerimiz"i gösterebilmek için kullandığım bir örnek.

1) Ayşe ve Ali ortasından nehir geçen iki köyde yaşar ve birbirlerini severler.

2)Ayşe'yi babası, kendi köylerinden bir varsılla evlendirmek ister.

3)Bunu öğrenen Ayşe, bir an önce karşıya geçip Ali ile birlikte olmayı ister.İki köy arası ulaşımı sağlayan bir tek yol vardır o da sandal. Sandalcıyla konuşur Ayşe. Evet, parası yoktur. Sandalcı, kendisiyle yatarsa bedava karşıya geçireceğini söyler.

4) Öfkelenen Ayşe sandalcıya küfrederek evine döner, durumu annesine anlatır ve ne yapması gerektiğini sorar.

5)Anne, hayatın ve bedenin kendisine ait olması gerektiğini söyleyerek "kararın ne olursa olsun, seninleyim" diye yanıtlar kızını.

6) Uykusuz geçen bir gecenin ardından Ayşe sandalcıya giderek öneriyi kabul ettiğini söyler ve adamın istediğini yerine getirir.Karşıya geçer Ayşe.

7) Ali bir arkadaşıyla (kimliği ve cinsiyeti bildirilmez) karşıda beklemektedir.Ayşe neler olduğunu anlatır Ali'ye. Ali öfkelenir ve bir tokat atarak oradan uzaklaşır.

8)Ağlayan Ayşe'yi Ali'nin arkadaşı teselli eder ve birlikte uzaklaşırlar.

Öykümüz bu. "İster haklılık, ister iyilik-kötülük olarak düşünün ve sıralayın" deriz katılımcılara.

Kadı mı? Kadı bizleriz burada. Ezberlerimiz, önyargılarımızla.

Saygılar