Mesajı Okuyun
Old 13-01-2010, 12:49   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.veysel67
sayın meslektaşlarım;
müvekkilim 2 adet kamyonla hafriyat,nakliyat işi yapmaktadır.
bir baraj inşaatında asıl firma ile değil taşeron firma ile anlaşmıştır.taşeron firma önceleri müvekkilimin kestiği faturalara istinaden ödeme yapmış fakat son ay yapılan hafriyat ve nakliyat ödemesini yapmamış daima oyalamıştır.
müvekkil ise beyan vereceği için taşeron firmaya açık fatura kesmiş ve iadeli taahhütlü olarak postaya vermiştir.taşeron firma ankara merkezli limited şirkettir.posta cevabında adresten taşınma sebebiyle iade edildiği belirtilmiştir.fakat firma aynı adreste çalışmaya devam etmektedir.
1- açık faturayı nasıl tebliğ etmeliyiz veya tebliğ etmeden icra takibine girişmeli miyiz?
2-icra takibine girişirsek firma muhtemelen borca ve yetkiye itiraz edecektir.yetkili icra dairesi neresidir?hafriyat işinin görüldüğü yer icra dairesi yetkili midir?
bu konularda fikri olan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim..

Merhabalar;

Yetki konusu THS'de faha önce tartışılmıştı. "fatura+yetki" kriteriyle site-içi arama yaptığınızda bu konudaki daha önce yapılmış tartışmalara ulaşabilirsiniz.

Bildiğiniz gibi icra müdürlüklerinin yetkisi İİK md. 50'nin göndermesi ile HUMK 9-22 hükümlerine göre belirlenmektedir.

Yine bildiğiniz üzere ilk başvurulacak yetki kuralı (genel yetki kuralı olan) davalının dava tarihindeki ikametgahı mahkemesini yetkili kılan HUMK 9. madde hükmüdür.

Ayrıca (arada bir sözleşme olduğunu kabul edersek) bu durumda sözleşmenin yerine getirileceği yerde dava açılabilir. Aynı zamanda, davalı veya vekili davanın açıldığı tarihte orada bulunması koşuluyla sözleşmenin kurulduğu yer mahkemesinde de dava açılabilir (HUMK md. 10). Buradaki yetki kuralı özel bir yetki kuralı olup kesin değildir.

Sözleşmenin yerine getirileceği yerin tespiti için Borçlar Kanunu’nun 73. maddesini incelemekte fayda var. Buna göre,

a) Sözleşmenin konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ise sözleşmenin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde yerine getirileceği kabul edilmelidir.

b) Sözleşme konusu belirli bir mal ise malın teslimi, malın sözleşme kurulduğu zamanda bulunduğu yerde gerçekleşeceğinden sözleşmenin, malın sözleşme kurulduğu zamanda bulunduğu yerde yerine getirileceği düşünülmelidir.

c) Bunların dışında her türlü borç borcun doğumu zamanında borçlunun yerleşim yerinde ödeneceğinden sözleşmenin yerine getirileceği yer de sözleşme kurulduğu anda borçlunun yerleşim yeri olarak düşünülecektir.

Bunun dışında bir de eğer davalı şirketin şubesi var ise ve uyuşmazlık şubenin işlemlerinden doğuyorsa şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

Saygılarımla...