Mesajı Okuyun
Old 03-01-2008, 01:53   #97
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mustafa ÖZCAN
Hukukçuysanız siz bulun çözümünü. O çocuğun babası siz olsanız ne yapardınız hukukçu kimliğinizle bu kimliğinizi birleştirin samimi bir cevap yazın, Bu mesajın bu bölümünü silmeyin Sayın Gemiciden açık ve net bir cevap bekliyorum. Ona göre bir cevapta ben yazacağım.

Sorunun cevabını bundan birkaç gün önce hangi vesile ile olduğunu tam olarak hatırlıyamadığım bir mesajımda yazmıştım. Bana danışmaya gelenlerin, özellikle çocuklarının davranışlarından şikayetçi olanların, devamlı olarak sordukları soru şu: 'Beyefendi sizin kızınız aynı şeyi yapsa nasıl davranırdınız bir baba olarak'. Cevap: Benim kızım değil, sizin kızınız söz konusu olan, benim problemim değil, sizin probleminiz üzerinde tartıştığımız'

Sizin, sadece bana değil konu hakkında yazan başka üyelere de yönelttiğiniz, sorunuzda da aynı mantık var Sayın Mustafa ÖZCAN.
Cevabım:
Burada malı çalınmış bir dükkan sahibi, çocuğu kaçırılmış veya öldürülmüş bir baba, evi yakılmış bir ev sahibi, arabasına çarpanın kaçtığı bir kaza kurbanı, gemisi batırılmış bir kaptan olarak ne ben, ne siz, ne de başka bir katılımcı tartışıyor. Tartışanlar genelde hukukçular ve tartıştığımız konu hukukun herkes için bağlayıcı olup olmadığı konusu. Bir hukukçu olarak cevabımı defalarca tekrarladım ve yazdıklarımın neler olduğunu konuyu okuyan herkes biliyor, yeniden tekrarlama zorunluluğu hissetmiyorum.

Burada belirtilmesi gereken en önemli konu: Kararların objektifliklerinin korunması için, bir konuda taraf olanlar, özellikle hakim ve savcılar, taraf oldukları davalarda bu makamlarından çekilmek zorunda. Madem beni burada taraf olarak gördünüz, 'O çocuğun babası siz olsanız ne yapardınız' demekle, müsaade edin olayda taraf olarak bir karar vermiyeyim. Hukukçu olarak düşüncemi zaten biliyorsunuz.

Olaylarada, hukuki anlaşmazlıklarda taraf olanların karar verdiği bir mahkeme heyeti uygar ülkelerin hiçbirinde bulunmaz. Genelde her yerde hukukçulardan oluşan heyetler, diğer hukukçuların (üniversite hocaları, filosoflar) oluşturdukları ve ülkenin kanun koyucusu tarafından yasa olarak kabul edilen kurallar çerçevesinde karar verir. Meslek kuruluşlarından ve sivil toplum örgütlerinden firkir alınsa bile, kanunların formüle edilmesi ve yapımlarında rol oynayan esas fikirler hukukçulardan gelir.

Yasaların dolandırıcıları koruduğunu birkaç sefer tekrarladınız. Böyle olsa bile siz bir hukukçu olarak o yasalara uymak zorundasınız. Bunu yapmadığınız andan itibaren hukuk dışına çıkmış olursunz.

Alıntı:
Yazan Mustafa ÖZCAN
50 sefer yazdım. Hukukçu kimliğim hiçbir hukuka aykırılığı kabul etmiyor. Ancak vicdanımda ezilen ve hukuksuzluklara kurban olan masumları kabul etmiyor.

Sayın Mustafa ÖZCAN,
fikirlerinize karşı olanların sizi anlamadıklarını yazıyorsunuz devamlı olarak, bana öyle geliyor ki siz onları anlıyamıyorsunuz. Sizinle aynı fikirde olmayanların hiç ama hiç birisi hukuka aykırılığı kabul etmiyor ve hepsi de haksızlığa uğrayanlara acıyor, belki de sizden daha fazla, bilemiyeceğim. Aradaki tek fark hukuka aykırı davranışlarda bulunanlara yapılacak muamelede düğümleniyor. Siz 'ben bunlara biraz gayrı meşru mumele etsem bir zararı olmaz' diyorsunuz, diğerleri 'bu davranış hukuka uymaz, hukuk düzeninin bozulmasına ve daha fazla haksızlıklara yol açar diyor'. Diğerlerinin düşüncelerini dayandırdıkları binlerce yıllık hukuk uygulaması var, sizin 'hisleriniz' var.


'İdeal Hukukçu' ve ideal hukuk konusunda 'tabii/doğal hukuku sacede 'ilahi hukuka' indirgediğiniz mesajınızdaki fikirlere de katılmıyorum. Bu forumda bir iki sefer tekrarladığınız için belirtmek zorunda kaldım. Fırsat bulursam cevabımı orada yazarım.

Saygılarımla