Mesajı Okuyun
Old 13-10-2015, 12:21   #1
AV.SERTANn

 
Varsayılan Valilik-Satıcı-Tüketici Hakem Heyeti-Görev

Sayın meslektaşlarım merhabalar;

Valilik ekonomik ömürünü doldurması sebebiyle demirbaş düşümü yaparak elindeki hususi aracı Devlet İhale Kanunu uyarınca kamu taşınır mallarının satışı şartnamesine göre ihale etmiş ve aracı teslim etmiş fakat araç ayıplı olduğundan alıcının başvurusu ile ihale fesih edilerek ihale bedeli alıcıya iade edilmiştir.Lakin alıcı araç için yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları(ZMMSigortası,LPG'nin yenilenmesi ezgos pulu masraflarının da iadesi için Tüketici Hakem Heyetine başvurmuştur.Başvurusu öncelikle görev yönünden incelediğimizde Tüketici Kanunu madde 2 de tanımlarda Satıcı "Kamu Tüzel Kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan...."şeklinde tanımlanmakta olup burada Valilik Milli Emlak Müdürlüğünü "Tüketici Kanunu anlamında" satıcı olarak görmek ve Tüketici Hakem Heyetini uyuşmazlıkta görevli kabul etmek mümkün müdür?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler


Bir Yargıtay Kararı
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/16606

K. 2012/2873

T. 15.2.2012

• BANKANIN CEBRİ İCRA YOLUYLA ELDE ETTİĞİ KONUTU SATMASI ( Mesleki ve Ticari Amaçlı Olmadığından Bankanın 4077 S.K. Uyarınca Satıcı Sıfatı Bulunmadığı - Satış Bedeli Teminatının İadesi Talebinin Genel Mahkemede Görüleceği)

• SATIŞ BEDELİ TEMİNATININ İADESİ ( Bankanın Cebri İcra Yoluyla Elde Ettiği Konut Satışına İlişkin - Davanın Genel Mahkemede Görülmesi Gerektiğinden Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Yargılama Yapılıp Karar Verilemeyeceği)

• CEBRİ İCRA YOLUYLA ELDE EDİLEN KONUTUN SATILMASI ( Mesleki ve Ticari Amaçlı Olmadığından Bankanın 4077 S.K. Uyarınca Satıcı Sıfatı Bulunmadığı - Satış Bedeli Teminatının İadesi Talebinin Genel Mahkemede Görüleceği)

• GENEL MAHKEMELERİN GÖREVLİ OLMASI ( Davalı Bankanın 4077 S.K. Uyarınca Satıcı Sıfatı Bulunmadığı - Satış Bedeli Teminatının İadesi Davasında Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Yargılama Yapılıp Karar Verilemeyeceği)

4077/m.1, 2, 3, 23

ÖZET: Davalı bankanın cebri icra yolu ile elde ettiği konutu davacıya satması mesleki ve ticari amaçla olmadığından davalı bankanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda açıklanan şekilde satıcı sıfatı bulunmadığından, uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirilemez. Davaya, genel mahkemede bakılıp sonuçlandırılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılıp, karar verilmesi hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı bankanın satışa sunduğu taşınmazla ilgili 29.04.2010 tarihinde satış şartnamesinin imzalandığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 70.000.- TL'nin % 5'i olan 3500.-TL teminat tutarını aynı gün davalı bankaya ödediğini, davalı tarafından satış şartnamesi uyarınca ihalenin kendisinde kaldığı ve kalan satış bedelini yatırması konusunda tebligat yapılmadığını, 24.05.2010 tarihinde teminat bedelinin tarafına iade edilmesini ihtarname ile istediği halde talebinin olumsuz karşılandığını, davalı ile aralarındaki sözleşmenin standart tip sözleşme olduğunu, haksız şartlar içerdiğini ileri sürerek davalı tarafa ödediği 3500.-TL teminatın temerrüt tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta ise, davalı bankanın cebri icra yolu ile elde ettiği konutu davacıya satması mesleki ve ticari amaçla olmadığından davalı bankanın bizzat kendisinin yasada açıklanan şekilde satıcı sıfatının bulunmadığı bu şekilde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığa genel mahkemede bakılıp sonuçlandırılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılıp, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2- Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.