Mesajı Okuyun
Old 11-01-2008, 12:41   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
kanımca itirazın iptali davası kismi dava şeklinde açılamaz
Bu görüşümün aleyhinde, yani "itirazın iptali davasının kısmi dava şeklinde açılabileceği" yönünde iki Yargıtay kararı:

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
2004/6952 Esas
2005/187 Karar
25.01.2005

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 12.3.2003 tarihli 337.794.088.-TL. bedelli ve 15.3.2003 tarihli 591.416.000.-TL. bedelli faturalara dayanılarak girişilen icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini ancak itiraz dilekçesinde yalnızca 12.3.2003 tarihli faturaya konu malın teslim edilmediğinin belirtildiğini, bu durumda diğer fatura münderecatının kabul edildiğini ileri sürmüş ve itirazın kısmen iptali ile takibin 591.416.000.-TL. bedelli faturaya dayalı kısmının devamına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 29.3.2004 tarihli duruşmada 337.794.088.-TL.lık faturayı kabul etmediğini, faize itirazı olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece icra takibine kısmen itiraz edildiği halde takibin tamamen durdurulduğu, davacının itiraz edilmeyen fatura miktarı (591.416.000.-TL) kadar takibin devamını istediği, bu talebin şikayet yolu ile ileri sürülmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İtiraz dilekçesi içeriğine göre itirazın kısmi itiraz olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Davacı buna rağmen takipte talep edilen miktarın 591.000.000.-TL.lık bölümü yönünden dava açmıştır. O halde mahkemece talep gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
2005/13318 Esas
2005/18515 Karar
13.12.2005

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, 1991 yılında Halil Tektaş'a ait taşınmazı kiraladığını, davalı Halil'in kira alacağı için takip yaptığını ve tahliyeye karar verildiğini, davalı Önder Bıçakçı'nın ise taşınmazı davalı Halil'den boş olarak kiraladığını ve içindeki eşyaların tespitini yaptırdığını, 25.3.2003 de Halil Tektaş ve Önder Bıçakçı aleyhine Kadıköy 6. İcra müdürlüğüne takip dosyası ile tespiti yaptırılan eşyaların bedeli için ve kullanma karşılığı 50.000 YTL. takip başlattığını, davalıların itiraz ettiklerini, itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/33 değişik iş sayılı dosyasında taşınırların saptanan değerleri 64,75 YTL.nın 25.3.2003 takip tarihi itibariyle alım gücünün, davalının eşyalara 30.3.1992 haksız olarak el koyma tarihi ile, 25.3.2003 takip tarihi arasında sağlayabileceği gelirinin hesaplanarak alacağın tespiti ile davalı Halil'in Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2003/2945 esas sayılı dosyası ile takipli alacaktan 1.000.000.000 TL.na yönelik itirazının iptali ve takibin devamına aynı miktarın yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen diğer davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Önder Bıçakçı mirasçıları, davanın 26.07.2004 de açıldığını, miktar itibariyle Asliye hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğunu görevli mahkemenin Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmiş ve esastan da davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davadaki istek, haksız el koyulan eşyalarla ilgili maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalılar tarafından haksız el koyulan eşyaların iade edilmediğini, belirterek davalılar aleyhine 50.000.000.000 liranın tahsili için icra takibine girişmiş icra takibine itiraz edilmesi üzerine de zararın 50.000.000.000 lira olduğu açıklandıktan sonra, mahkemece gerçek zararın tespiti ile şimdilik 1.000.000.000 lira üzerinden itirazın iptali istenmiştir. HUMK.nun 4. maddesinde " alacağın bir kısmı dava olundukta, eğer son kısım ise, mahkemenin vazifesini tayinde müddeabihin kıymetine bakılır. Son kısım olmadığı ve alacağın tamamı da münazaalı olduğu taktirde alacağın tamamı nazarı itibare alınır" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda takip konusu alacağın tamamının münazaalı olduğunu, eldeki davanın kısmi dava olduğu açık ve belirgindir. Böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
İtirazın iptali davalarında bir alacağın tahsili istenemez, sadece itirazın iptali (ve davanın niteliği gereği icra inkar tazminatı) istenebilir.
Bu görüşümü doğrulayan bir Yargıtay kararı:

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
2001/15124 Esas
2001/14417 Karar
24.09.2001

Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine göre davacı işçinin daha önce davalı işveren aleyhine açtığı kısmi davada saklı tuttuğu bakiye alacağı için icra takibine başvurduğu, davalının takibe konu alacağın 537.584.802 Liralık kısmına itirazda bulunarak takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı işçi,itirazın iptali ve takibin devamı ile icra-inkar tazminatı isteğinde bulunmuş, ayrıca itiraza konu alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 537.584.802 TL. alacağın davalıdan tahsiline, icra-inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, itirazın iptali ile alacağın tahsili birlikte istenemez. Böyle bir durumda mahkemece davacı tarafa, davasının itirazın iptali mi, yoksa alacak davası mı olduğunun açıklattırılması ve buna göre davanın itirazın iptali ya da alacak davası olarak sonuçlandırılması gerekir. Dava konusu olayda, davacı aynı davada hem itirazın iptalini hem de alacağın tahsilini istemiş ise de 20.2.2001 tarihli dilekçesinde davasını itirazın iptali ve icra-inkar tazminatı isteğine hasretmiş olduğundan davanın buna göre sonuçlandırılması gerekirdi. Öte yandan dava konusu alacak kesinleşen kısmi dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile belirlenmiş ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra-inkar tazminatına da hükmedilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/09/2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.