Sayın Av. Armağan KONYALI'nın söyledikleri çok hoş. Ancak günümüz eğitim sisteminde ilköğretim çağlarından itibaren yetenek ve yönelimlerin değerlendirilerek yapılan tespitlere göre hayata dair (gerek mesleki gerekse keyfi yönelimler) bir yönlendirmenin söz konusu olmadığı gerçeğinden hareket edersek avukatlık mesleği de dahil olmak üzere mesleklerini -sevmeyeceğini bilerek- tercih etmek zorunda kalan çok sayıda insan olduğunu da görürüz.

Dolayısıyla bireyler, sevdikleri alana yönlenmeleri durumunda geçinme, kaliteli yaşam standartlarına kavuşamama vb. kaygılar taşıdıkları için de yapı ve karakterlerine uygun/uyumlu olmayan meslekleri tercih zorunluluğunda kalıyor. Eğer hayatımızı idame ettirdiğimiz meslek avukatlık ise Sayın Av. Cengiz ALADAĞ'ın işaret ettiği gibi "iyi avukat" olmaya çalışmaya da mecburuz. Sevmeden bu mecburiyetin gereğini yapmak mümkün müdür bilemem çünkü mesleğimi severek yapıyorum.

Sayın TaitaDragonfire'nın plasebo etkisi yaklaşımı da ilginç geldi. Umarım mesleğimiz, ilerleyen dönemlerde Sayın Av. Ömer GÜNTAY'ın değindiği "eşk" ile devam etmez yoluna..

Konu başlığı doğrultusunda yorumda bulunmam gerekirse kolay para kazanmadığımı ifade etmeliyim.

Saygılarımla..