Mesajı Okuyun
Old 09-11-2007, 21:43   #17
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan

Sayın Eriş aynı olay benim başıma geldi şeklindeki ifadenize dayalı olarak yazdıklarınıza katılmıyorum. Hukuk istisnalar bilimidir. Aynı dediğiniz iki şey arasında o kadar çok fark olabilirki şaşırır kalırsınız..

Bir şey söylerken lütfen dayanaklarınızı söyleyin, sadece şirket ortağı olduğu halde ve şirketi temsil yetkisi olmadığı halde şirketi borçlandıran ve şirket adına taahhüt veren bir şirket ortağına taahhüdü nedeni ile ceza verildiğinimi söylüyorusunuz..

Eğer bu şekilde bir ceza verildi ise bunu veren hakim temel hukuki bilgiden yoksun demektir.. Ortada itiraz edilmediği için kesinleşmiş bir takip olsada böyle bir takip usulsüzdür, menfi tespit davası açılsa ve şirket beni temsile yetkili olmayan ortağım beni borçlandırdı borç benim değil dese borcundan kurtulur. Eğer mal alımı gibi bir ticaret var ise ve defter ve belgelerde bu görülüyor ise bu takdirde şirket borçlu olur. Ama kambiyo senedine dayalı takip geçersizdir. Yetkisiz temsille imzalanan taahhütte geçersizdir. Bu aynen benim Baro Başkanı veya yönetim kurulu üyesi olmadığım ve Baroyu temsil yetkim bulunmadığı halde Baro adına açıklama yapmam ile eşdeğerde bir yanlışlıktır.

Şirketler Hukukunda temsil, kambiyo senedi imzalama, şirketi borçlandırma ve YETKİSİZ TEMSİL KONULARINI ve yukarıda kopyaladığım Yargıtay Kararlarını okumanızı öneririm.

Sibel Hanım yazdığım görüşümün sonuna kadar arkasındayım.

Selamlar..