Mesajı Okuyun
Old 19-10-2011, 13:46   #2
Av.EA

 
Varsayılan

BOŞANMADA YETKİLİ MAHKEME


743 sayılı Mülga Medeni Kanun Madde 136 ile boşanmada yetkili mahkeme “ Salahiyettar hakim davacının ikametgahı hakimidir.” Denilmekte ve Madde 19 -“ Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir “ denilmekte ve Madde 21 -“ Kocanın ikametgahı karının …ikametgahı addolunur.” Denilmekte iken,




4721 sayılı TMK ( Kabul Tarihi: 22/11/2001 Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 08/12/2001 Yürürlük Tarihi 1 Ocak 2002 ) Yetki başlıklı “Madde 168 - Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” Denilmek suretiyle,
Yine 19.maddede de “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” Denilmek suretiyle,
Boşanma davalarında, eşlere (özellikle de kadınlara) kendi yerleşim yerinde (SÜREKLİ KALMA NİYETİYLE OTURDUĞU YERDE ) dava açma imkanı sağlanmıştır.
Mülga Kanunun ikametgâhı düzenleyen 21. maddesinin “Kanunî ikametgâh” biçimindeki kenar başlığı, 4721 sayılı Kanunun 21. maddesinde “Yasal yerleşim yeri” şeklinde değiştirilmiş; kadın-erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla “Kocanın ikametgâhı karının..ikametgâhı addolunur” hükmü kaldırılmıştır.
Ayrıca 25.04.2006 tarihli 5490 sayılı NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU 3.md. de “ Yerleşim yeri adresi: Sürekli kalma niyetiyle oturulan yeri, ifade eder. “ denilmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa uygun düzenleme yapılmıştır.
Bu Konudaki Yargıtay Kararlarında;
3.HD Esas : 2003/001934 Karar: 2003/001704 Tarih: 25.02.2003 kararındaSomut olayda; davacı nüfusa kayıtlı olduğu İspir'de değil de, boşanma tarihinden sonra birlikte kaldığı babasının göç ederek yerleştiği Kemalpaşa'da işbu davayı açmıştır. Davalının kabul ettiği gibi davacının, Temmuz 2001 tarihinden itibaren Kemalpaşa'da babası evinde bulunduğu tartışmasız olduğuna ve 26.2.2002 tarihli tutanakta da, şahsın Kemalpaşa ilçesi M.Akif Ersoy mahallesi Dr.Ali Kahraman Caddesi 19 numaralı yerde babası ile birlikte kirada oturduğu belirlendiğine göre, bu yerde (geçici olarak bulunmadığı, gezme, ziyaret etme vb. amaçla bunca süre orada barınmasının hayatın olağan tecrübelerine uygun düşmediği gözetildiğinde) yerleşme niyetiyle oturduğunun kabulü gerekir. Böylece davacı kendi yerleşim yerinde yetkili ve görevli mahkemede dava açmıştır.” denilmektedir.