Mesajı Okuyun
Old 05-01-2011, 18:29   #2
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Benzer bir davam var ve haklısınız ortada gelir getiren bir mülk olmadığından, yani şahsi kullanım söz konusu olduğundan intifadan men şartı vardır ancak bildiğiniz gibi intifadan men, bu yönde sergilenen bir irade ile de gerçekleşmiş sayılır yani noterden ihtarname çekmeye gerek yoktur.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4738
K. 2002/5528
T. 16.5.2002
� ECRİMİSİL ( Davaya Konu Taşınmazda Tarafların Paydaş Olması-Paydaşların Kural Olarak İntifadan Men Edilmedikçe Birbirlerinden Ecrimisil İsteyememeleri )
� İNTİFADAN MEN ( Davaya Konu Taşınmazda Tarafların Paydaş Olması-Paydaşların Kural Olarak İntifadan Men Edilmedikçe Birbirlerinden Ecrimisil İsteyememeleri )
� YEMİN ( İntifadan Men Koşulunun Gerçekleştiği İddiasının Yemin Dahil Her Türlü Delille İspatlanabilmesi )
743/m.908

ÖZET : Davaya konu taşınmazda taraflar paydaştır. Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.

İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de; ecrimisil istenen süreden önce veya süre içinde davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirmiş olmasına bağlıdır.

İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası ise, yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu koşul dava şartı niteliğinde olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece resen araştırılarak saptanması gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 800.000.000 lira ecrimisil faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 780.000.000 lira ecrimisilin kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :

KARAR : Davada; paydaş olunan evden son ( 5 )yıllık ecrimisil talep edilmiş, davalı intifadan men'in gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiş, mahkemece; davaya konu evin tüm mirasçıların oturamayacağı kadar küçük olduğu, bu durumda davalının, davacıların yararlanmak isteğine mani olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davaya konu taşınmazda taraflar paydaştır. Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.

İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce veya süre içinde davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirmiş olmasına bağlıdır.

İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası ise, yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu koşul dava şartı niteliğinde olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece resen araştırılarak saptanması gerekir.

Belirtilen bu kural ve ilkeler ışığında intifadan men konusunda tarafların gösterdikleri tüm deliller ( davacıların, dava dilekçesinde "tüm deliller" demekle zımnen yemin deliline de dayanmış oldukları da gözetilerek )toplanarak ve icabında dinlenilen tanıklardan bu husus açıkça sorulmadığından, onlarında bu konu ile sınırlı olmak şartıyla yeniden çağrılıp bilgilerine başvurulmak ve böylece hepsinin birlikte değerlendirilip ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 16.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.