Mesajı Okuyun
Old 04-02-2016, 11:10   #12
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 11063
Karar: 2015 / 19038
Karar Tarihi: 26.11.2015


ÖZET: Mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedelinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip, kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli dahil edilmeden yapılacak hesaplama ile, Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak başka bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle aksi şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.(2709 S. K. m. 73) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.) (3. HD. 20.10.2014 T. 2014/7090 E. 2014/13588 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı elektrik dağıtım şirketinin abonesi olduğunu, elektrik faturalarına kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli adı altında bedeller yansıtılarak, haksız ve hukuka aykırı olarak tahsilat yapıldığını, anılan bedellerin alınmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, haksız olarak ödenen toplam 73.626,20 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; davalının Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetkiye dayanarak EPDK tarafından çıkartılan kurul kararları gereğince müşterilerine fatura tahakkuk ettirdiği, eylemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73. maddesinde; “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği" açıklanmıştır.

20/01/2001 tarih 4628 sayılı ve 14/03/2013 tarih 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1. maddelerinin 1. fıkralarında; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun'nun 21/05/2014 gün, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı, gerekçeleriyle; elektrik enerjisini kaçak kullanmayan abonelerden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı, diğer bir ifadeyle kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılamayacağına karar verilmiştir.

Dairemizce de, anılan Genel Kurul kararındaki ilkeler benimsenerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar vermiştir.( 3.Hukuk Dairesi Dairesi'nin 20/10/2014 tarih, 2014/7090 Esas, 2014/13588 Karar, 03/11/2014 tarih, 2014/7083 Esas, 2014/14256 Karar sayılı kararları)

Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticari ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve külfet getirmektedir. Anayasamızın 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı düzenlenmiştir. Nitekim elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payınında kanunla getirildiği ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanunun temel ilkeleri çerçevesinde amaçlanan hususun; 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup; aksine, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiştir. EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.

Öte yandan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 21/03/2003 tarih 122 sayılı ve 29/12/2005 tarih 622 kurul kararlarına göre; kaçak elektrik enerjisi kullananlara, (kaçak bedeli tahakkukunun) dahil olduğu abone grubu üzerinden aktif enerji bedelinin (1,5) katı olarak, tekerrürü halinde ise (2) katı gözönüne alınarak hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır. EPDK'nun bu kararından da anlaşıldığı üzere kaçak kullanımlarda kaçak tahakkuku normal kullanım bedelinin (1,5) katı, kaçak kullanımın tekrarı halinde ise (2) katı olarak hesaplanmaktadır. Elektriği kaçak kullananlar kurul kararı gereğince, kaçak bedelini cezalı bedel üzerinden ödemektedirler. O halde, kaçak bedelinin ayrıca, kaçak elektrik kullanmayan abonelerden de tahsili sonucunu doğuracak şekilde tahakkuk yapılması; hak, nesafet ve genel hukuk ilkeleri ile bağdaşmaz.

Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedelinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip, kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli dahil edilmeden yapılacak hesaplama ile, Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak başka bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.