Mesajı Okuyun
Old 26-02-2008, 14:52   #4
av.şeyda müjdeci

 
Varsayılan

HD 21 <> E: 2002/1238 <> K: 2002/2958 <> Tarih: 08.04.2002

* İMZA TESBİTİ
* TEBLİGAT
* ZAMANAŞIMI

Davacı, Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalısı olduğunu, primlerini toptan ödediğini, sigortalılığının durdurulması ve vazgeçme ile ilgili dilekçe vermediğini, imzanın da kendine ait olmadığını, tahsis yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın Bağ-Kur Kanununun 73. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de Bağ-Kur Kanununun 73. maddesinde düzenlenen husus itiraz olup, zamanaşımı değildir. Kaldı ki bu tür davalarda zamanaşımından da söz edilemez. Davacı primlerini yatırdığına, dava konusu dilekçedeki imzanın da davacıya ait olmadığı saptandığına göre, talebin kabulüne karar verilmesi gerekir.


(1479 s. Bağ-Kur K. m. 73, 79)

Davacı, Kurum ile arasındaki muarazanın giderilmesi ve emeklilik işlemlerinin yapılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.Altan Çeliker tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

Davacı, 21.1.1986 yılında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalısı olduğunu, primlerini toptan ödediğini, sigortalılığının durdurulması ve vazgeçme ile ilgili 21.2.1986 tarihli dilekçe vermediğini, imzanın da kendine ait olmadığını, tahsis yapılmasını talep etmiştir.

Mahkemece davanın Bağ-Kur Kanununun 73. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de bu sonuç dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Davacının 21.1.1986 tarihinde ev kadını olarak 1479 sayılı Yasanın 79. maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olduğu, 1.9.1998-11.1.2001 tarihleri arasında aralıklarla prim ödemelerinin yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Kurum ile davacı arasındaki uyuşmazlık 21.2.1986 tarihli dilekçe ve bu dilekçedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacının imzasını içeren belgeler ilgili Kurumlardan celbedilip, ayakta ve oturarak tatbik imzaları alınarak, uzman bilirkişilerden alınan 3.8.2001 tarihli raporda sözü edilen dilekçedeki imzanın davacı Aliye Yılmaz´ın eli mahsulü olmadığı belirtilmiştir.

Karar da, 26.5.1986 günlü ve 6200 sayılı yazının davacıya, gönderildiğinden bahis edilmişse de bu yazının davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Öte yandan Bağ-Kur Kanununun 73. maddesinde düzenlenen husus itiraz olup, zamanaşımı değildir. Kaldı ki bu tür davalarda zamanaşımından da söz edilemez.

Davacı primlerini yatırdığına, dava konusu dilekçedeki imzanın da davacıya ait olmadığı saptandığına göre, talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken dava da uygulama olanağı bulunmayan 1479 sayılı Yasanın 73. maddesine dayanılarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.