Mesajı Okuyun
Old 25-07-2006, 14:57   #6
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Hizmet tespit davalarında tanık dinlenebileceğine ilişkin birçok Yargıtay kararı var. Uygulamaya ilişkin detaylı bilgim olmadığı için bahsettiğiniz davalarda hizmet tespit davalarından ayrı özellik gösteren başkaca şeyler var mı bilemiyorum?

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/21-480
K. 2004/579
T. 3.11.2004
• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( Tespite Konu Olan Süreyi Kapsayacak Nitelikte Bordro Tanıklarının Dinlenmesi Gereği )
• BORDRO TANIKLARI ( Hizmet Tespiti Davalarında Tespite Konu Olan Süreyi Kapsayacak Nitelikte Bordro Tanıklarının Dinlenmesi Gereği )
506/m.2,79
ÖZET : Hizmet tespiti davalarında, tespite konu olan süreyi kapsayacak nitelikte bordro tanıklarının dinlenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "Hizmet, Tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2.İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 6.6.2003 gün ve 529-355 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 22,12.2003 gün ve 9046-10605 sayılı ilamı ile.

( ...Davacı, davalı işverene ait işyerinde 1.6.1994-21.6.1996 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tespitini istemiştir. Mahkemece ilamda belirtildiği şekilde talebin reddine karar verilmiştir.

Mahkemece bu karara ulaşılırken Dairemizin bozma kararına uyulmuşsa da gereği verine getirilmemiştir.

Davacının bordro tanığı olarak bildirdiği N. K. 'nin 1995 yılında 5-6 ay süre ile çalıştığı ve bu sı{re içinde davacıyı tanımadığını söylediği dikkate alındığında, bu beyanın daha uzun süreyi kapsayan isteme ilişkin dönemi tespite esas olamayacağı ortadadır.

Yapılacak iş, dosyadaki mevcut ve yapılacak araştırma ile tespit edilecek ve istenen süreyi kapsayacak diğer bordro tanıklarının dinlenmesi sureti ile gerekli saptamayı yapmak ve işçilik hakları istemli dosyadaki hükme esas kanıtların da birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.