Mesajı Okuyun
Old 09-02-2008, 02:21   #7
Academic

 
Varsayılan

Bize sorgusuz sualsiz Atatürk'ü sevmek öğretildi küçükken. Her çocuğun diye genelleme yapmak isterim ama en azından bizler için öyleydi. Sorgusuz sualsiz sevdik biz Atamızı. Yurdu düşmalardan kurtarmıştı. Cumhuriyetimizi kurmuştu. Aslında tam olarak neyi kimi sevdiğimizi çok da bilmeden, törenlerde İstiklal Marşımıza saygı duymamız gerektiği ama bunun neden böyle olması gerektiği çok açıklanmadan , bir sürü derste kuru kuruya tarihi bilgileri çuvala teper gibi öğretmeye çalışarak seviceksiniz denildi. Biz de anlamadan bilmeden sevdik.

Her milli bayramda büstüne çiçekler çelenkler koyduk. Önünde saygı ile eğildik. Yurdumuzu düşmanlardan kurtarmıştı ya minnet borcuydu. Sevecektik elbet. Bitmez tükenmez tören hazırlıkları, ayakta saatlerce bekleterek yapılan törenlerle küçücük bacaklarımız yorgunluktan ağrıyarak. Bazan işkence haline getirerek bu sevgiyi. Karda kışta soğukta , ya da kavurucu sıcağın altında bekleterek yavruları.

Öyle içimize işledi ki bu sevgi. Şikayet etmek bile ayıptı suçtu. Gerçek anlamda onu anlamaya başlamam ilk kez Anıtkabir'e gitmemle oldu. Çocukken yine. En çok okuduğu kitapları görünce ne kadar çok demiş ve çok etkilenmiştim. Atam okumayı da seviyordu. Atamın giydiği kıyafetler bunlardı. O sadece savaşmamıştı, yaşamıştı da. O bir canlı kanlı varlıktı. Taş bir heykel değildi işte.Yaşamıştı hem de savaş meydanlarında ülkeyi kurtarırken bir yandan da Cumhuriyet fikri için kafa yormuştu.

Mozolesinin önünde huşu duymamak mümkün değil. Bu bizim sevgi ve saygımızdan. Vatan Millet aşkımızdan. Türk bayrağı göndere çekilirken gzölerimizin dolmaması mümkün değil. Bu bizim hürriyet timsalimiz olmasından.

Bugün Atatürk'ü anlamak demek Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak demek olmalı. Vatanımız için çalışmak ve üretmek anlamına gelmeli. Bizim gibi Atasını seven çocuklar yetiştirmek demek olmalı. Ama bu sefer ayrım şu olmalı: Neyi ve kimi sevdiğini bilerek..