Mesajı Okuyun
Old 26-03-2012, 08:35   #50
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan 26/03

Düşünürüz. Yapmak isteriz. Seçer, karar veririz. Alırız. O bizimdir artık.

Düşündüğümüzün aynısı, benzeri, çağrıştıranıdır seçtiğimiz.

Bir resim vardır önümüzde. Düşünüp düşlediğimiz, bir resimde somutlaşmıştır.

Eni, boyu, parçalarının sayısı seçimimizle belirlenmiştir. Çerçevesi bellidir.

Yüzlerce parça arasından önce çerçeveyi oluşturacak parçalar ve özellikle köşeler bulunarak başlanır işe.
Ve tamamlanır çerçeve. Şimdi içini doldurmak, resmi yaratmaktır yapılması gereken. Düşleyip somutlaştırdığımız resmi yaratmak.

Belirgin renk ve işaretler kümeleştirilir. İlk parça yerine konulduğunda yolculuk başlar. O ilk parçayı diğerleri izleyebilir ya da öylece kalır. Sonraki parça için bakış açımızı değiştiririz.

Resmin bütününü oluşturacak her bir parça elimizin altındadır. Bazen görülemez, fark edilemez, bazen çabucak bulunur.

Sabırla, ayrıntılara dikkat ederek, tüm parçalar bulunup yerine yerleştirilir.

Düşümüz resimleşmiş, resim beynimize yerleşmiştir. Ne çerçevenin boyutları gelir akla, ne de parçaların sayısı. Zaman yalnızca o andır. Başlattığımız bir süreçtir.

Her bir parçanın önümüzde var olduğunu bildiğimiz halde, ararız, aramak bulmak zorunda kalırız. Parçaların bulunması zaman alsa da, resmin tamamlanması amacında zaman yoktur.

Hayat bir pazıl’dır (puzzle). Düşünüp, düşleyip, seçip yarattığımız.

Hediye edilmiş bir pazılı da –resmi beğenmesek bile – zevk alarak tamamlamak mümkündür.

Bakış açımızı değiştirerek “durumumuzu” değiştirebiliriz. “Olaylar” da durumumuza göre karşımıza çıkar.

Kum tanecikleri, kumsalı oluşturan parçalar…