Mesajı Okuyun
Old 03-03-2008, 11:38   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

İYUK.m.12'ye göre,
"İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır"

diyerek ilk önce İptal davsı açılması durumunda bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açılabileceğine hükmetmektedir.

Buna göre idari işlemden doğan ve "söz konusu idari işlem nedeniyle bir zarar" olduğunu düşünüyorsanız, iptal kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açabilirsiniz, diye düşünüyorum.




T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 1991/2177
K. 1992/1665
T. 28.5.1992
• İPTAL DAVASI SONUCUNDA VERİLEN KARARA KARŞI TEMYİZE GİDİLMESİ ( Danıştay'ın Vereceği Karar Beklenmeden Tam Yargı Davası Açılabilmesi )
• TAM YARGI DAVASI AÇMADA SÜRE ( İptal Davasında Verilen Karara Karşı Kanun Yoluna Gidilmiş Olmasının Etkisi )
2577/m.12
ÖZET : İptal kararına karşı davalı idarenin temyiz yoluna başvurmuş olması durumunda, tam yargı davası açma süresi danıştay kararının tebliğinden sonra başlayacağından, dosya danıştayda iken açılan dava süresindedir.

İsteğin Özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.1.1991 günlü, E: 1989/1365, K: 1991/298 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin haklı dayanağının bulunmadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Z.Y.

Danıştay Savcısı: G.E.`nin Düşüncesi: Davacı, İstanbul 2 Nolu idare mahkemesinin 18.4.1989 günlü ve E: 1989/766, K: 1989/522 sayılı kararı ile iptal edilen nakil işlemi dolayısıyla uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açtığı davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair İdare Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 12. maddesinde iptal davası üzerine verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açılabileceği hükme bağlanmış olduğundan davacının nakil işleminin iptaline dair idare mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun sonucunu beklemeksizin açtığı tam yargı davasının esasının incelenmesi gerekirken iptal kararının tebliğinden itibaren süresi geçirildikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddedilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan sebeple, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü: Davacı, İstanbul İli Kartal İlçesi ... İlkokulu öğretmenliğinden Üsküdar İlçesi ... İlkokulu öğretmenliğine naklen atanmasına ilişkin işlemin İstanbul 2. İdare Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, bu işlem nedeniyle uğradığı zararlara karşılık 3.500.000.- lira maddi, 20.000.000.- lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.

İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.1.1991 günlü, E: 1989/1365, K: 1991/298 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 12. maddesinde iptal ve tam yargı davalarının birlikte veya ayrı ayrı açılmasının süre ve yönteminin gösterildiği, olayda naklen atama işleminin iptaline ilişkin 18.4.1989 günlü, E: 1987/766, K: 1989/522 sayılı İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının davacıya 8.6.1989 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, adı geçenin bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini için iptal kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açması gerektiğinden bu süre geçtikten sonra 9.10.1989 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, iptal kararına karşı davalı idarenin temyiz yoluna başvurduğunu, Danıştay tarafından verilecek kararın tebliğinden itibaren tam yargı davası açma süresinin başlayacağını, iptal davasına ilişkin dosya henüz Danıştay`da iken açılan davanın süresinde olduğunu ileri sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı Yasanın 12. maddesi "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır" hükmünü taşımaktadır. Maddenin açık düzenlemesine göre, haklarını ihlal eden bir idari işlem nedeniyle doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açma seçeneğini kullanmayan ilgililerin "... ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği..." tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açmaları olanaklı bulunmaktadır. Bu düzenlemeyle, taraflardan birinin iptal davasında verilen karara karşı kanun yollarına başvurmuş olması zarara yol açan idari işlem nedeniyle açılacak tam yargı davasının, iptal kararının tebliği üzerine işlemeye başlayan süresini kesen bir olgu olarak öngörüldüğünden ilgilinin, kendisinin veya diğer tarafın kanun yollarına yaptığı başvurunun sonucu ile ilgili diğer kararı bekleyebilme veya kanun yollarına yapılan başvurunun sonucunu almadan da tam yargı davası açabilme seçeneklerine sahip olduğunda duraksamaya yer yoktur.

Bakılan davada, naklen atama işleminin iptali yolunda İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen karara karşı davalı idare tarafından temyiz yoluna başvurulmuş olduğuna göre, 12. maddenin yukarıya alıntısı yapılan hükmüne göre bu başvuru üzerine verilecek kararın, kararın düzeltilmesi yoluna başvurulması halinde ise bunun sonucunda verilecek kararın; tebiliğinden itibaren işlemeye başlayacak yasal süre içinde tam yargı davası açabilme hakkına sahip bulunan davacının, temyiz başvurusunun sonucunu beklemeden açtığı dava yasal süresinde olduğundan Mahkemenin, kanun yoluna başvurulduğunu gözardı ederek, iptal kararının davacıya tebliğ tarihini esas alınmak suretiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmesinde hukuki isabet görtilmemiştir

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.1.1991 günlü, E: 1989/1365, K: 1991/298 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasının ( C ) bendi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası uyarınca dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 28.5.1992 tarihinde oybirliği ile karar verildi. _