Mesajı Okuyun
Old 24-05-2012, 22:21   #9
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

18.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/18
Karar: 2010/1760
Karar Tarihi: 09.02.2010


NÜFUS KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ DAVASI - ANNE ADININ DÜZELTİLMESİ İSTEMİ - DAVACININ MISIR ARAP CUMHURİYETİNDE İKAMET ETTİĞİ - DAVACININ TÜRKİYEDEKİ SON YERLEŞİM YERİNİN BİLİNMEDİĞİ - DAVAYA BAKMAKLA ANKARA MAHKEMELERİNİN YETKİLİ OLMASI

ÖZET: Somut olayda, davacının, düzenlediği vekaletnameden ve geri çevirme kararından sonra dosyaya konulan tercüme belgesinden Mısır Arap Cumhuriyeti’nde ikamet ettiği anlaşıldığına ve Türkiye'de son yerleşim yeri de bilinmediğine göre davaya bakmakla Ankara mahkemeleri yetkilidir.

(5490 S. K. m. 36) (5718 S. K. m. 41)

Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğünde <Hanım> olan anne adının <Halime> olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde, Kars İli, Sarıkamış İlçesi nüfusuna kayıtlı Periza İnci'nin annesinin, babası Murat İnci'nin nikahsız eşi Halime Helvacı olduğu durumda nüfus kütüğüne babasının resmi nikahlı eşi Hanım İnci'den doğmuş gibi kayıt edildiğini ileri sürerek, davacının anne adının değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın 5490 sayılı Kanunun 36/a maddesi gereğince davacının nüfusa kayıtlı olduğu Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle yetki yönünden reddine karar verilmiştir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36. maddesinin (a) bendinin birinci cümlesinde; <Nüfus kayıtlarına ait düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.> yine 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Yasa’nın 41. maddesinde; <Türk vatandaşlarının kişi hallerine ait davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye'de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması halinde ilgilinin sakin olduğu yer, Türkiye'de sakin değilse Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.> hükümleri yer almaktadır. Somut olayda, davacının, düzenlediği vekaletnameden ve geri çevirme kararından sonra dosyaya konulan tercüme belgesinden Mısır Arap Cumhuriyeti’nde ikamet ettiği anlaşıldığına ve Türkiye'de son yerleşim yeri de bilinmediğine göre anılan kanun maddeleri gereği davaya bakmakla Ankara mahkemeleri yetkilidir.

Mahkemece bu kanun hükümleri dikkate alınarak işin esasına girilip bütün deliller toplandıktan sonra oluşacak kanaat doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istem halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
HAKLISINIZ,DÜZELTİYORUM...