Mesajı Okuyun
Old 09-05-2008, 14:39   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1981/4-57
K. 1984/29
T. 25.1.1984
• TAZMİNAT DAVASI ( Beşinci Oturumda Davadan Vazgeçilmesi )
• DAVACININ BEŞİNCİ OTURUMDA DAVADAN VAZGEÇMESİ ( Buna Dayanarak davanın Reddedilmesi )
• MAKTU KARAR VE İLAM HARCININ ÜÇTE İKİSİNİN ALINMASI ( Davacının Beşinci Oturumda Davadan Vazgeçtiğini Bildirmesi )
1086/m.423,91
ÖZET : Davacı yargılamanın beşinci oturumunda davadan vazgeçmiş ve buna dayanarak dava reddedilmiş olmakla, davacıdan davayı kaybetmesi halinde ödeyeceği maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi alınmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ( Ödemiş İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi )'nce davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 7.2.1980 gün ve 1079/12 Esas, 1980/54 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 15.9.1980 gün ve 1980/7130-9479 sayılı ilamıyla; ( ... Davacı sonradan davasından vazgeçmiş ve mahkemece buna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. Dava, sonuçta red edilmiş olduğuna göre, Harçlar Kanununa bağlı ( 1 ) sayılı Tarifenin karar ve ilâm harcı bölümünün ikinci bendi uyarınca 15 TL. maktu harca alınması gerekirken dava olunan tutar üzerinden nispî harç hesaplanıp davacıdan tahsiline karar verilmiş olması yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden : Davacı vekili:

Hukuk Genel Kurul'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, tarafik kazası sonucu uğranılan zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir.

Davacı vekili, yargılamanın 7.2.1980 günlü 5. oturumda, ( davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

Yerel mahkeme, ( ...feragat sebebiyle davanın reddine... peşin alınan 1565 lira harcın mahsubu ile bakiye 2655 lira harcın davacıdan tahsiline, Hazine'ye irat kaydına... ) karar vermiş; bu karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairenin yukarıya metni aynen alınan ilâmıyla bozulmuştur. Ancak, mahkeme önceki kararında direnmiştir.

Görülüyorki uyuşmazlık, feragat nedeniyle davanın reddi halinde, alınacak ilam harcının ( maktu ) mu, yoksa ( nispi ) mi olduğu noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği gibi, 492 sayılı Harçlar kanunu hükümlerine göre, yargı harçları ( 1 ) sayılı Tarifede yazlı işlemlerden, hispî ya da maktu olarak ( madde 15.,21. ) Nispî harç, konusu belli bir değerle ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır ( 1 sayılı Tarife, madde III/1 - a ). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tesbit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır ( 1 ) sayılı Tarife, madde III/2-a ).

Öte yandan, anılan Yasanın 22. maddesinde, davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisinin alınacağı hükümüne yer verilmiştir.

Temyiz incelemesine konu olan bu davada davacı,. 5. oturumda davasından, yani ( neticee-i talebinden ) vazgeçmiş ve mahkemece buna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda davacıdan, davayı kaybetmesi halinde ödeyeceği maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi alınacaktır. Aksi görüşün kabulü, yani davacının nispî harç ödemekle yükümlü tutulması halinde, dava feragat olmadan görülerek redle sonuçlandığı takdirde maktu harç alınrırken, mahkeme daha az uğraştırılmak suretiyle, yapılan feragat sebebiyle verilen red kararında nispî harç alınması gibi, hak ve adalete uygun olmayan bir sonuç doğacaktır. Şayet davacı, davayı tamamen veya kısmen kazanmış olsa idi, karar ve ilâm harcının, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispî olarak hesaplanıp alınması gerekirdi ( 1 ) sayılı Tarife, madde III/1-a ).

O halde davacı yargılamanın 5. oturumdan davadan feragat ettiğinden, o tarihte yürürlükte bulunan ( 1 ) sayılı Tarifenin III/2-a maddesi ile anılan Yasanın 22. maddesi hükmü gözetilerek, ( 15 ) lira maktu red harcının üçte ikisi olan ( 10 ) lira harcın alınması gerekir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 7.11.1980 gün, 11-2516 Esas, 2338 Karar sayılı ilâmında da aynı görüş vurgulanmıştır.

Öyle ise, yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır. Ancak , bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı geretirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması Usulün değişik 438. maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan direnme kararın hüküm fırkasında mevcut, ( ... sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince feragat beşinci celsede olmakla nispî ilâm harcının 2/3'ü alınması icbettiğinden peşin alınan 1565 lira harcın mahsubu ile bakiye 2652,50 lira ilâm harcının davacıdan tahsiline, Hazineye irat kaydına dair mahkememizin 7.2.1980 tarihli eski kararında ısrar olunmasına ... ) sözlerinin çıkarılarak yerine, ( davacı, 5. oturumda davadan feragat ettiğinden, ( 10 ) lira maktu red harcının davacıdan iadesine ) sözlerinin yazılmasına ve hüküm bu düzeltilmiş şeklinin ONANMASINA, 23.11. 1983 günü yapılan birinci görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için 25.1.1984 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI ( 1 )

1- Hukuk Genel Kurulu'nun ilke olarak, ( ... davadan feragat halinde, ( 1 ) sayılı tarifenin III/2-a maddesi ile Harçlar Yasasının 22. maddesi hükmü gözetilerek, 15 lira maktu red harcının üçte ikisi olan 10 lira harcın alınması..." yolundaki görüşü doğrudur ve buna katılıyorum. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 7.10.1980 gün, 11/2516 E., 2338 K. sayılı ilamında da aynı görüş dile getirilmiştir.

2- Ne varki, somut olayda gerçekten bir davadan feragat değil, aksine bir sulh sözleşmesi ile davanın sonuçlandırılmış olması olgusu söz konusudur. Bu olgu, 7.2.1980 günlü oturumda bizzat davacı tarafından verilmiş olan 22.1.1980 günlü dilekçe ile öna ekli noter belgesinden anlaşılmaktadır.

Gerçekten, Ödemiş İkinci Noterliği tarafından düzenlenmiş olan 22.1.1980 günlü her iki belge, incelendikte; davalı Mehmet'in davacı Emine'ye derdest bu dava dolayısıyla tazminat olarak 45.000 lira verdiği ve böylece tarafların, bu davada, 45.000 lira üzerinden anlaşmış oldukları görülmektedir. Bu anlaşmanın bir sulh sözleşmesi niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık da esasen söz konusu değildir. Sözleşmenin ibraname adı altında düzenlenmiş olması sonucu etkilemez. Davacı vekili bu sözleşmeye ibraz etmek suretiyle davasından feragat etmiştir. O halde, bu feragatın temelinde bir sulh sözleşmesinin varlığı açıktır ve hakimin re'sen sulh olunan ve üzerinde uyuşmazlık bulunmayan 45.000 lirayı esas alarak, yukarıda ( 1. ) bentte anılan Yasa ve Tarife hükümleri uyarınca nispi harcı hükmetmesi gerekirdi.

Öyle ise sulh olgusu gözönünde bulundurularak, yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması gerekirken, olayda feragatın varlığı kabul edilerek maktu harcın alınması yolundakui çoğunluk kararına katılamıyorum.

KARŞI OY YAZISI ( 2 )

Davadan feragat halinde mahkemenin yapacağı bir iş kalmaz. Mahkemenin feragat durumunu saptayıp işten elini çekmesi gerekir. Çünkü HUMK'nun 95. maddesi hükmünce feragat o anda kesin hüküm sonucunu doğurur. Bu durumda mahkemenin "davanın reddine" karar vermesi gerçek anlamda red niteliği taşımaz. Nitekim Tapulama Kanunun'nun 63. maddesinde Kanun Koyucu bu esastan hareket etmiş ve feragat halinde tutanak düzenlenmesiyle yetinilmesini öngörmüştür. O halde Harçlar Kanunu'nun 22. maddesinde açıkça feragat hali düzenlenmiş olduğu halde mahkemenin red sözcüğünü kullanmasının davanın gerçekten esasdan reddi anlamında kabul edilmesi ve red harcının bölünerek tahsili cihetine gidilmesi biçiminde Daire görüşüne ve dolayısıyla çoğunluk oylarına katılmak olanaksızdır. Kaldı ki olayda salh vardır. Bu bakımdan da sulh esasına göre nispi harç alınması zorunludur.

KARŞI OY YAZISI ( 3 )

Davacı 161.875 TL. maddi ve 50.000 TL. manevi tazminat istemiştir.

Duruşmalar devam ederken taraflar noter huzurunda tazminat miktarı ve ödeme konusunda sulh olmuşlar, davacıya davalı 45.000 TL. ödemiştir. Bu belge mahkemeye ibraz edilmiş, davacı bu belgeye dayanarak davadan feragat etmiştir. Şu halde feragat tekaddüm eden hukuki olgu davalının kısmi kabulü ve sulhtur. Sulhe göre ödeme yapılmakla davanın konusu kalmamıştır. Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.4.1964 tarih 3/166-311 sayılı kararında belirlendiği gibi davalı talebi kısmen kabul edip ödemede bulunmuştur.

Şu izahat çevresinde bu olayda mahkemenin Harçlar Kanunu gereğince nispi tarife uygulanması gerektiğ iyönündeki görüşü doğrudur. Ancak davanın davalı tarafından kabul edilip ödenen 45.000 TL'lık kısmı üzerinden harcın hesaplanması gerekirken, müddeabihin tamamı üzerinden hesap yapılması yanlışo lmakla bveraber bu yanlışlık yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması görüşü ile sayın çoğunluğu bozma yönündeki kararına katılamıyorum.