Mesajı Okuyun
Old 07-05-2007, 17:27   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1986/11-93
K. 1987/88
T. 11.2.1987
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Borçlunun İhtiyati Haciz Kararının Yerine Getirilmesi Sırasındaki İkrarı )
• İHTİYATİ HACİZ KARARI ( Borçlunun Bu Esnada İkrarda Bulunması )
• BORÇLUNUN İKRARI ( İtiraz ve Dava Hakkını Kaldırmaması )
• İTİRAZ VE DAVA HAKKININ KALKMAMASI ( Borçlunun İhtiyati Haciz Sırasındaki İkrarı )
• HARİCİ İKRAR ( Borçlunun İhtiyati Haciz Sırasındaki İkrarı )
1086/m.236,308,309,317
2004/m.67
ÖZET : Borçlunun, ihtiyati haciz kararının yerine getirilmesi sırasındaki ikrarı, itiraz ve dava hakkını kaldırmaz. Borçlunun, o sırada borcu kabul ettiğine ilişkin açıklaması,harici ikrar niteliğindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ( İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi )nce davanın reddine dair verilen 5.11.1984 gün ve 1984/178-692 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19.3.1985 gün ve 1985/628-1533 sayılı ilamiyle; ( ...1 - İcra memurluğundan ve bilhassa İh. Haciz kararının infazı sırasında davacının borcu kabul beyanında bulunması bir harici ikrar niteliğinde olup, buna dayanılarak hüküm verilebilmesi için HUMK.nun 236/son fıkrası uyarınca bu ikrarın başka delil ve emarelerle teyit edilmiş olması gerekir. Olayda bu nitelikte bir delil ve emare mevcut olmadığına göre mahkemenin sırf harici ikrara dayanarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

2 - Davacı İİK.nun 72. maddesine göre imzanın kendisine ait olmadığını öne sürüp menfi tesbit davası açtığına göre bu sahtelik iddiasının HUMK.nun 317. madde yollaması ile 308 ve 309. maddesine göre etraflı şekilde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun ihmal edilmiş olması dahi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.. ) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü :

KARAR : İhtiyati haciz kararının infazı sırasında borçlunun vaki ikrarı itiraz ve dava hakkını kaldırmaz. Zira, ihtiyati haciz kararının infazının mahiyeti itibariyle bu sırada yapılan ikrarın müzayaka altında yapıldığının kabulü gerekir. Kaldı ki, haciz sırasında senetler borçluya gösterilmediği için senetlerin gösterilmesinden sonra borca karşı itirazda bulunabileceği de eşyanın tabiatına uygun düşer.

Bu nedenle borçlunun ihtiyati haciz sırasında borcu kabul ettiğine dair beyanı harici ikrar niteliğinde olup, HUMK.nun 236/son maddesi gereğince bu ikrar başka delil ve emarelerle teyit edilmiş olmadıkça bağlayıcı sayılamaz. O halde öncelikle olayda bu nitelikte bir delil ve emare mevcut olup olmadığının araştırılması gerekir.

Diğer yönden, borçlu ( davacı ) İİK.nun 72. maddesine göre imzanın kendisine ait olmadığını öne sürüp menfi tesbit davası açtığına göre bu sahtelik iddiasının HUMK. 317. madde yollaması ile 308 ve 309. maddesine göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

O halde, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcınıniadesine, 11.2.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davacı icra memuru huzurundaki beyanının hataya dayandığını savunmuştur.Bu yön ispatlanabilir.Hakim tarafından incelenip sonucuna göre karar vermek gerekir.Sayın çoğunluğun bu görüşün dışındaki gerekçesine katılmakla beraber bozma kararına bu bakımdan katılıyoruz.