|
|
|
|
|
|
İyi günler değerli meslektaşlarım.
Bir gün evli olan Müvekkillim facebook adresinden bir bayan işe yazışma yapıp tanışmak için buluşma adresini gitmiştir.
Buluşma adresine gittiğinde yazıştığı bayanın eşi olduğunu görmüş ve kısacası tuzağa düştüğünü anlamıştır.
Söz konusu bu olay ve buradaki yazışmalar boşanma davasında müvekkili daha kusurlu yapar mı?
(Not:Bu olaydan sonra bayan eş müvekkil ile barışmıştır.Ancak bugün bu konu boşanma davasına konu olmuştur.)
Buradaki deliller hukuka uygun bir delil olur mu?
|
|
 |
|
 |
|
Merhaba Sayın Meslaktaşım,
Size ilk yanıt veren meslektaşımın belirttiği gibi o olaydan sonra tarafların barışmış olmaları af olarak kabul edilir.
Diğer yandan 6 aylık hak düşürücü süre de uyuşmazlıkta öne sürülebilir...
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
TMK m. 161/Zina:
"... Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin
boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle
dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur..."
Hem barışma dolayısıyla zımni/açık af nedeni ile hem de hak düşürücü sürenin geçmiş olması ihtimali nedeniyle anlatmış olduğunuz olayı kusur olarak gösteremez. Mesela Zina sebebiyle boşanma davası açamaz.
Anlatmış olduğunuz olay, TMK 166'ya dayalı davalarda da işbu kanun maddesi nedeniyle delil olarak gösterilemez.
Ancak şöyle bir yorum da olabilir:
TMK 184/1. "Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına
vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz."
Hakimin kanaatini olumsuz etkileyebilir; müvekkilinizin somut olarak kanıtlanamayan ama aldatma niteliğinde şüpheli davranışları( gizli gizli birileri ile telefonla görüşme, gittiği yerleri söylememe gibi) olduysa, hakim kanaatini müvekkiliniz aleyhine kullanarak; şüpheli hareketlerini önceki bu olaya dayanarak,güven sarsıcı davranış/kusur olarak yorumlayabilir.