Mesajı Okuyun
Old 04-04-2009, 12:17   #516
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Ankara'da, Ankara'nın kalesinde bir konakta toplandık. Masamız ışıl ışıldı. Cengiz Bey ta Yalovadan kalkıp gelmiş. Gelmekle kalmamış, bürosunu da bizlere getirmişti. Koltuğunun alında laptop'u, boynunda fotoğraf makinası, ağzında sıgarası, sağ elinde cep telefonu, sol elinde rakı bardağı ile komple hizmet sunuyordu. Arada bir şiir sesi duysak da o sesin nerden geldiğini bir türlü bulamadık.

Cengiz beye teşekkür ederiz. Gecenin rengi idi, sarı-kırmızı idi...

Sevgili Atahun, Taa Hun imparatorluğundan kalkıp gelmiş, imparatorun özel elçisi gibiydi. Konu Gergenakona geldiği zaman telaşlanıp, ben Atahun değilim, ben de Nişantaşı çocuğuyum, ben de Kasımpaşa çocuğuyum, ben de üniversite okudum diyerek konuyu değiştiriyor, arada bir tavanda asılı duran ampul dokunuyor, masada mumu üflüyor, hatta Avrupa yakasını çok izlediğini de hatırlatıyordu. Kısaca ülkemizdeki tuhaflıklara, tuhafça bakıyordu. Sağolasın Sevgili Atahun, iyi ki geldiniz, çok memnun oldum.

Sevgili üstadımız Sancar Bey, kırmızı şarabın, rakıdan daha iyi bir içki olduğunu söylerken, garsona neden beyaz şarap yok diye söyleniyordu.

Sevgili Ege, hafta sonları gelince acaba hangi vilayete gitsem diye papatya falı açarken, Atahun'un nadide ankara toplantısını okuduğunda, bir anda elindeki papatyaları fırlatmış, neşe içinde "Kaldım Dumaniçi dağlarda..." türküsünü öylemeye başlamış ve akabinde önce uçarak, sonra koşarak Ankara kalesine avdet buyurmuştu. Neşesini hepimiz bildiğimiz için, gecenin rengi olduğunu tahmin etmeniz zor olmayacaktır. İyi ki geldinn, teşekkür ederiz.

Neslihan Hanım, sanal olarak bile Trakya havasını temsil ettiğinden, toplantıdaki gülüşleri, konuşmasına fırsat vermemişti. Çok eğlenceli, iyi niyetli, pozitivist yaklaşımı ile geceye ayrı bir ambians kattığı için, kendisine teşekkür ediyoruz. Diğer iki genç meslektaşlarımız, etrafı şaşkınlıkla izliyor, acaba bu THS'liler, gerçek midir, yoksa bunlar uzaylı mıdır diye içlerinden geçirirken gecenin bitmesi ile oh be! diyerek evlerinin yolunu tutmuşlardı. İyi ki geldiniz, bir sonraki toplantıda yeni katılanlar da size oh be! diyecektir, kuşkunuz olmasın!

Hepinize teşekkür ediyorum. Büyük emek verip, tertiplediğim toplantıya katıldığınız için!

Ohh be!