Mesajı Okuyun
Old 08-05-2007, 16:48   #1
Av.Elvan Akkaya

 
Dikkat Temel Hak ve Hürriyetler

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER : “temel hak ve hürriyetler” insan haklarının pozitif hukuk tarafından tanınmış ve düzenlenmiş kısmıdır

KİŞİ HAKLARI : Anayasamızın ikinci kısmının ikinci bölümünde (m.17-40) düzenlenen “kişinin dokunulmazlığı” (m.17), “zorla çalıştırma yasağı” (m.18), “kişi hürriyeti” (m.19), “özel hayatın gizliliği” (m.20), “konut dokunulmazlığı” (m.21), gibi temel hak ve hürriyetler, “kişi hakkı ve hürriyeti” veya “ferdi hak ve hürriyetler” niteliğindedir. Buna göre, Anayasanın ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenen temel hak ve hürriyetleri incelerken “kişi hakları” terimi kullanılabilir.
Ancak bu terim, bu bölüm dışında düzenlenen temel hak ve hürriyetler için kullanılamaz. Yani, “kişi hakları” terimi sosyal hakları, siyasî hakları içermemektedir.

SİYASİ HAKLAR : Türk vatandaşlığı md.66, seçme,seçilme,siyasi faaliyette bulunma hakkı, parti kurma,partilere girme, partilerden çıkma hakkı, kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı

İNSAN HAKLARI :Bu alandaki en kapsamlı kavramdır. “İnsan hakları”, ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu haklardan yararlanmak bakımından vatandaş ve yabancı arasında fark yoktur

VATANDAŞ HAKLARI :Bu hakları yabancılar değil, sadece vatandaşlar kullanabilir. Örneğin seçme ve seçilme hakkı, kamu hizmetine girme hakkı gibi siyasal haklar birer “vatandaş hakları” niteliğindedir.



A. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Sınırlılığı

1. Anayasal Sınırlar

Bazı hakların bizzat Anayasa tarafından öngörülen sınırları vardır. Bu sınırlar, “hakkın tanımında yer alırlar ve onun anayasal sınırlarını oluştururlar. Diğer bir ifadeyle, Anayasa, hakkı ancak o sınırlar içinde tanımıştır” Örneğin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Anayasamızın 34’üncü maddesine göre, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, ancak onun “silahsız ve saldırısız” olması koşuluyla mevcuttur.
Keza, hak arama hürriyeti de Anayasamızın 36’ncı maddesine göre, “meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle” hak aramayı kapsar. Yine bilim ve sanatı yayma hakkı, Anayasamızın 27’nci maddesine göre, “Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeler hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz”. İbadet, dinî ayin ve tören yapma hakkı, “Anayasanın 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla” mevcuttur.

Bu örneklere göre, kişilerin zaten, “silahlı ve saldırılı” toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı yoktur. Kimse, “meşru vasıta ve yollar” dışında hak arama hürriyetine sahip değildir. Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla bilim ve sanatı yayma hakkı zaten yoktur. Anayasanın 14 üncü madde hükümlerine aykırı olarak kimsenin ibadet, dinî ayin ve tören yapma hakkı mevcut değildir.

Bu gibi durumlarda, yasama organı temel hak ve hürriyetin sınırlılığını belirtmek amacıyla kanunî bir düzenleme yapsa bile, bu düzenlemenin, “yapıcı (inşaî )” değil, sadece “açıklayıcı (izharî)” nitelikte olduğunu kabul etmek gerekir. Yani anayasal sınırlar durumunda, kanun koyucunun temel hak ve hürriyetin sınırlarını belirlemesi veya somutlaştırması teknik anlamda sınırlama sayılmamaktadır.

2. Nesnel (Objektif) Sınırlar

Nesnel (objektif) sınırlar anlayışına göre, ilk önce temel hakların geçerlilik muhtevalarının saptanmaları gerekir. Her temel hak, normatif yapısı gereği belli bir nesnel alanda geçerlidir. Nesnel sınırlar söz konusu olduğunda, temel hakların nasıl sınırlanacağı değil, bir temel hakkın “geçerlilik muhtevası”nın nereye kadar uzandığının tespit edilmesi gerekir.

Örneğin dilekçe hakkı, nesnel sınırlılığı gereği, hakaret veya tehdit taşıyan dilekçelere cevaz vermez. Çünkü dilekçenin nesnel içeriğinin hakaret veya tehdit olmadan da formüle edilebilmesi mümkündür. O halde, bir dilekçenin hakaret teşkil etmeyen bir şekilde yazılması mümkün iken, hakaret teşkil eden bir şekilde kaleme alınması, temel hak normunun koruma alanının dışında kalır.


1. Sınırlama, Yasama Organı Tarafından Kanunla Yapılmalıdır- 1789 Bildirgesinden beri kabul edilmiş bir prensibe göre, temel hak ve hürriyetler ancak yasama organı tarafından kanunla sınırlanabilir.

2. Sınırlama Belli Sebeplere Dayanmalıdır.- Temel hak ve hürriyetler, keyfi olarak, zevk için değil, kamu düzeninin, genel sağlığın, genel asayişin korunması için yapılmalıdır.

3. Sınırlamada Ölçülülük İlkesine Uyulmalıdır- Sınırlama kanunla yapılsa ve kamu yararını amaçlasa dahi, temel hak ve hürriyetin sınırlandırılmasında başvurulan araç, ulaşılmak istenen amaçla ölçüsüz bir oran içinde bulunmamalıdır.

4. Sınırlama, Anayasaya Aykırı Olmamalıdır.


5. Çekirdek Alana Dokunulmamalıdır.- Şüphesiz gerektiği ölçüde, kural olarak, bütün temel hak ve hürriyetler sınırlandırılabilir.
Ancak, demokratik bir hukuk devletinde, örneğin kişilerin öldürülmesi, hangi durumda olursa olsun kişilere işkence edilmesi kabul edilebilecek şeyler değildir.