Mesajı Okuyun
Old 09-05-2009, 12:28   #2
zgr

 
Varsayılan

Merhaba justicewarior ben stajerim henüz ama benim kendi tarafı olduğum bir izale-i şuyu davası var. Öncelikle veraset ilamının her halükarda çıkartılıp tarafların teşkili şarttır. İzale-i şuyu davalarında genelde satış yönünde karar verilir ve satış işlemlerini sanılanın aksine icra müdürlüğü değil satış müdürlüğü yürütür icra müdürlüğüyle şatış işlemlerinin alakası yoktur. Satış hazırlıklarına dair işlemlere karşı yapacağınız itirazlar mutlaka izale-i şuyu davasını gören sulh hukuk mahkemesine yapılmalıdır çünkü bu işlemlerin denetim mercii satışa karar veren sulh hukuk mahkemesidir. Mesela satış müdürlüğü bilirkişilerden satış öncesi güncel değerin tespitini isteyebilir veya değerler arasında orantısızlık bulunabilir. Bu gibi durumlarda sulh hukuk mahkemesine itiraz yoluyla başvurmanız gerekecektir. Satış müdürlüğünün hukuka aykırı işlemlerine karşı ise şikayet yoluyla icra mahkemelerine başvurabilirsiniz. Bu iki duruma mutlaka dikkat edin. Yoksa malumunuz olan süreler yönünden yanlış yere müracaat etmeniz nedeniyle hak düşürücü sürelerin mağduru olabilirsiniz. Bu dava ve satış masrafları açısından dava ve satış konusunun değeri üzerinden nispi tarife uygulanır. Bu dava açısından müvekkilinizden isteyeceğiniz belgeler ise eğer miras ortaklığı varsa ki veraset belgesinden söz ettiğinize göre mutlaka nüfus kaydına gerek vardır ve tabi veraset ilamınada. Bunun dışında bir ortaklık türüyse eğer tapu kayıtları yeterli olacaktır. Ortaklık miras ortaklığıysa murisin nüfus kayıtlarından hak sahiplerini tespit edebilir rutin tebligat sürecinden sonra tarafları belirleyebilirsiniz. Yok eğer miras ortaklığı dışında bir ortaklık türüyse zaten ortaklar tapu kayıtlarında bellidir. Satış ilk aşamada ortaklarında muvafakatiyle ortaklar arasında yapılır bu durumda müvekkilinizin ekonomik gücü önem arz edecektir. Ortaklar muvafakat etmezse satışa üçüncü kişilerde katılabilir. Tapu kayıtlarını incelemek için biliyorsunuzki ilginizi ispatlamanız gerekiyor. Onun için vekalet şarttır ancak müvekkilinizde kendisi ortaklığını ve dolayısıyla hak sahipliğini ortaya koyarak kayıtları kendisi inceleyebilir. İzale-i şuyu davalarında genelde ortaklardan biri ortaklık konusu mal üzerinde bir taşınmaz inşa etmiş olabiliyor. Eğer bu gibi bir durumla karşılaşırsanız Muhtesatın tespiti şeklinde bir dava açabilirsiniz. Bu dava ortaklık konusu satışa arz edilirken diğer yapı malikinin haksızlığa uğramaması için Yargıtayca geliştirilmiş bir metot olarak uygulamada yer edinmiştir.(6. hukuk dairesinin çok güzel kararları vardır detaylı bilgiyi ordan edinebilirsiniz) Bu dava muhtesatında ortaklık konusu mal ile mütemmim cüz kurallarının gereği olarak birlikte satışa arz edilmesi nedeniyle muhtesat sahibinin muhtesat değeri ile satışa tabi ortaklık konusu malın değeri arasında orantı kurularak mağdur edilmemesini sağlıyor. Bu davayı açma gereği duyarsanız muhtesatın taşınmaza ayrıyeten kattığı bir değer var ise(muhtesatın kendi değeri değil dikkat) mutlaka bunuda dile getirin yoksa satışın yapılmasını ve elde edilecek paranın hak sahiplerine dağıtılıp sebepsiz zenginleşmelerini beklemeniz gerekecek zenginleşme gerçekleştikten sonrada paraları geri alamama gibi durumlarlada karşılaşma olasılığınız artacaktır. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Saygılar.