Mesajı Okuyun
Old 14-02-2009, 17:58   #118
Gemici

 
Varsayılan

Taraflar sahayı terk etti; Ortalık duruldu biraz, şimdiye kadarki takımlar yeniden sahaya çıkar mı çıkmaz mı bilemiyeceğim. Bildiğim tek şey bundan sonra da sahaya başka takımların veya tek tek oyuncuların çıkacağı ve büyük bir olasılıkla herkesin bitti dediği oyunu devam ettirecekleri.

Ortalık yatışmışken şimdiye kadarki oyunun(tartışmanın) kendime göre bir özetini/analizini yapayım.

1. Kira sözleşmesi kiralıyan ile kiracı arasındaki bir sözleşmedir. Taraflar sözleşmeyi kendi adlarına yaptıkları için ortada bir temsil söz konusu değildir.

2. Kiralayan genelde maliktir. Ama kiralayan mutlaka malik olur diye bir zorunluluk yoktur. Alt kira durumunda asıl kiracı üçüncü bir kişi ile bir kira sözleşmesi yaptığında kendisi kiralayan olabilir. İntifa hakkı konusunda da durum böyledir. İntifa hakkı sahibi başkaları ile kira sözleşmesi yaptığında kiralayan olabilir. İntifa hakkı sahibinin malikle kira sözleşmesi yapması halinde malik kiracı durumuna düşebilir.

3. Kira sözleşmesi kendi başına, kiralayanla kiracı arasında, hukuki bir ilişkinin doğmasına yol açar. Kiralayanla malik arasındaki hukuki ilişki ise yine kendi başına hukuki ilişkiler doğuran bir ilişkidir. Kira ilişkisinden ayrı incelenmelidir. Malikle kiracı arasında söz konusu olabilecek bir hukuki ilişki kira sözleşmesine bağlı değildir.

4. Tartışma sırasında bir de malikin dışındaki üçüncü bir kişinin malikin malını kiraya vermesininin mülkiyet hakkına ters düştüğü ve durumun düzeltilmesi gerektiği belirtildi(Sayın Av.Armağan Konyalı’nın 44 nolu mesajı). Sayın Av.Armağan Konyalı ile aynı düşüncede değilim. Çünkü yasaya sırf malik kiraya verebilir türünden bir hüküm koymak, korunmak istenen malikin kendi malı üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlamak anlamına gelir.

Son olarak belirtilmesi gereken konu Borçlar Kanunu’nun kaynağını oluşturan İsviçre’nin Borçlar Kanunu’nda da(Obligationenrecht) bizdekinin aynısı bir hükmün var oluşu. Aynı durum borçlar hukukunu medeni kanun içinde düzenleyen Almanya için ve aynı konudaki hükümleri hem medeni kanun içinde hemde özel bir kanunla düzenleyen Avustruya için söz konusu. Belirttiğim yasalardaki hükümlerden de anlaşılacağı gibi, kanun koyucunun ‘Kiralayan’dan bahsetmesi tesadüfi değil belirli bir hukuk politikasının gereğidir. Bunun böyle oluşunun en başta gelen kanıtı, kanun koyucunun gerektiğinde ‘Kiralayan’ yerine ‘Malik’ kavramını kullanmasıdır. İsviçre Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmesinin niteliğini belirten ve Borçlar Kununu’muzun 248.ci maddesi ile aynı tanımı kullanan 253.cü maddesi ‘Kiralayan’ kavramını kullanmaktadır. Diğer taraftan aynı kanun ‘Malikin(mal sahibinin) Değişmesi başlıklı 261.ci maddesinde ‘Kiralayan’dan değil Malik’ten bahsetmektedir.


Saygılarımla