Mesajı Okuyun
Old 12-02-2009, 16:03   #117
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Borclar Kanunu:
Madde 38 - Bir kimse salahiyeti olmadığıhalde diğer bir şahıs namına bir akit
yaptığıtakdirde, bu şahıs bu akde icazet vermedikçe alacaklıveya borçlu olmaz.
Diğer tarafın, temsil edilenin münasip bir müddet içinde o akde icazet verip
vermiyeceğini beyan etmesini talebe hakkıvardır. Bu müddet zarfında icazet
verilmediği halde, o kimse mülzem olmaz.






Kira sözlesmensinde taraflar kiralayan ve kiracidir. Her ikisi de sözlesmeyi kendi adlarina imzalamaktadirlar.
Tartisma konusu olan problemde kiralayan sözlesmeyi "diğer bir şahıs namına" imzalamadigi icin BK 38.in uygulanmasi yerinde olmaz bence.

Saygilarimla


Sayın Gemici,

Düşüncenizde haklısınız. Esasen, bu alana bu konuda yazan yaklaşık 10 kişiden 7'si, benim söylediklerimin aksini söyledi. Bu büyük bir orandır. Benim, bu noktada "galiba ben hatalı düşünüyorum" deyip, köşeme çekilmem gerekiyor.

Fakat yine de yer verdiğiniz için, meslektaşlarımızı daha fazla sıkmamak için -ümit ediyorum son kez- bir cümle ile cevap vereyim:

Bk.38. maddede belirttiğiniz gibi Yetkisiz temsilin uygulanabilmesi için, kiralayanın, bir başkası adına hareket etmiş olması gerekir.

Bu doğrudur.

Ben de şunu diyorum:

Bir kimse, bir başka kimsenin mülkiyet hakkı sahibi olduğu bir taşınmazı, o kimsenin (Malik'in) izni veya icazeti olmadan bir başkasına satamaz, kiralayamaz ve benzeri sözleşmelere konu edemez. Ederse eğer, mal sahibi icazet vermedikçe o sözleşmenin konusunu yerine getiremez. Yani, ifa edilemeyen bir sözleşme söz konusu olur. Kira sözleşmeleri bilindiği üzere sürekli bir ilişkiyi tanzimeder ve bir kere kiralananı teslim etmekle kira akdi, malike rağmen sonuçlarını doğurur diyemeyiz. Kira aktinde kiralananın kullanımının devamlı olması önemli bir unsurdur ki malikin mülkiyet hakkından dolayı müdahaleyi men etmesi bu sürekliliğe engeldir. Şahsi hak sözleşmenin tarafına karşı etki doğururuken, mülkiyet hakkı herkese karşı etkisini gösterir. Başka bir ifade ile kiracı, kira akdindeki haklarını sadece sözleşmenin tarafına karşı ileri sürebilirken, malik, mülkiyet hakkını herkese karşı ileri sürebilir ve kira akdi, icazet vermedikçe kendisini ilglendirmez.

Bu durumda sözleşmeye kiralayan olarak imza atan şahıs sözleşmeye göre kiralayandır ama malikin taşınmazının kiralayanı değildir!

Bu bakımdan, başkasının malının kiralanması için sözleşme imzalayan kişi, elbette ki imzaladığı kira akdi ile mesuldür. Ancak, mülkiyet sahibinin, malına müdahalenin men'ini talep etmek hakkı mutlak haktır ve bu hak sadece olaydaki kiralayana veya kiracıya karşı değil, herkese karşı da etkilidir.

Mal sahibi, evimden çık dediği zaman, kiracı ben bilmemkimden kiraladım dese de bu kira akdinden doğan şahsi talep hakkı, malik'e karşı etki doğurmaz.

Diğer yandan, mal sahibi buna rağmen akde icazet verebilir ve bu durumda akit, temsil hükümleri dairesinde malik hesabına akdedilmiş sayılabilir.

Hiç bir yetkisi olmadan bir kira akdi yapan ve bu şekilde kendi lehinefaydalı bir iş yapan kişi için vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması bana göre de mantıklıdır ve bu durumda da sözleşme geçerli olacaksa yine mal sahibi ile kiracı arasında gerçekleşmiş sayılır.

Araan uzunca bir süre geçtikten sonra mal sahibinin ortaya çıkıp bu akit geçersizdir demesine MK.2 zaten engel olur. Bunu kastetmiyorum.

Benim nacizane fikrim budur.

Saygılarımla.