Mesajı Okuyun
Old 21-05-2009, 12:35   #1
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan UYAP Üzerinden Tapu ve Trafik Hacizleri ve Yarattığı Sıkıntılar

Herkese iyi çalışmalar,
Ben hepimizin ortak bir sorunu olan icra dairelerinin keyfi uygulamalarından, en son karşılaştığım bir uygulamayı dile getirmek istiyorum.
Son günlerde, Tapu Sicil Müdürlüklerine yazılan haciz müzekkerelerinin çoğu reddedilmektedir. Red gerekçesinde, Adalet Bakanlığı ile Tapu Sicil Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı arasında imzalanmış bir protokolün bazı maddelerine atıf yapılmaktadır.
Benim imzalanan bu protokolden ve içeriğinden yeni haberim oldu. Birkaç gün önce bu cevabi yazıları görünce çok şaşırdım ve açıklama için icra müdürüne gösterdiğimde, bundan sonra tapuya yazılacak müzekkerelerde muhakkak ada ve parsel numarası gibi taşınmaz bilgilerinin bulunması gerektiğini aksi takdirde, tapu dairelerinin haciz talebini reddettiklerini söyledi. Bundan sonra tapu dairelerine gidip her borçlu için tek tek sorgulama yapıp bilgi aldıktan sonra, adına kayıtlı olduğunu tesbit ettiğimiz taşınmaz bilgilerini belirterek haciz istememiz gerekiyormuş.
Şehir içindeki tapu dairelerini gezip her borçlu için bu araştırmayı yapmak bile kolay bir iş değilken, adına kayıtlı taşınmaz olup olmadığını bilmediğimiz başka bir il veya ilçede bulunan borçlular için aynı araştırmayı yapmak nasıl zor bir iş, bunun izahını sizlere bırakıyorum. Bu sorunları icra müdürüne dile getirdiğim zaman, şimdilik yapabileceğimiz bir şey yok, tapu dairelerinden ada ve parsel numarası getirmediğiz takdirde uygulama böyle olacak, dedi.
Açıkçası bu benim mantığıma hiç uymadı, çünkü imzalanan protokolün içeriği ne olursa olsun, bürokrasiyi ve iş yükünü azaltma hedefi gütmesi gerekirken, böyle bir uygulama nasıl olabilir, diye düşünmeden edemiyor insan, tabii doğal olarak protokolün içeriğini de merak ediyor.
Ben bu protokole ulaştım, dileyen arkadaşlar da aşağıdaki adresten protokolün tam metnine ulaşabilirler;

http://www.tkgm.gov.tr/ana.php?Sayfa=haberdetay&Id=1944


Protokolün içeriğinden de anlaşılacağı üzere amaç, yargı birimlerinin görevlerini, daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirmelerinin sağlanması amacıyla UYAP ve TAKBİS arasında günün teknolojik imkanları kullanılarak sağlanacak veri iletişim bağlantısı ile karşılıklı olarak güvenli bir ortamda doğru ve hızlı bir şekilde erişimini, paylaşılmasını ve kullanımını sağlamaktır.
Bu da demek oluyor ki, icra dairelerine tapu kayıtlarını görme, hatta yazışmaları bu sistemde yapma imkanı sağlanmıştır. İcra dairelerine bu imkan sağlanmışken, sırf bilgisayardan sorgulama yapmamak ve bu iş için birkaç dakika harcamamak için, icabında bizim saatlerimizi ve hatta tüm günümüzü alabilecek olmasına rağmen, bu sorgulamayı bizim gidip tapu dairelerinden yaptırmamız talep ediliyor bizlerden.
Nüfus kayıtları için MERNİS sistemi ile benzeri bir uygulamaya geçilmişti, ancak kayıtlar bir süre UYAP’tan çıkarıldı, şimdi yine nüfus müdürlüklerine gönderiyorlar, bahane hep aynı, altından kalkamayacağımız iş yükümüz var, diyorlar. İş yükü tüm kurumlarda var, zihniyet değişmedikçe bu durum da zor değişeceğe benziyor.
Sormak isterim, bu keyfi bir uygulama değil de nedir? Türkiye’de iyi niyetle getirilen uygulamalar neden hep kötüye kullanılıyor? Aslında özünde çok iyi bir uygulama bu, hem tapu dairelerinin hem de icraların iş yükünü azaltacak, gereksiz yazışmaları asgariye indirebilecek bir sistem.
Ben bu protokolün içeriğini yeni öğrendim ve protokol ile tanınan imkanları hatırlatarak, bu sorgulamaları icra dairelerine yaptırtmaya çalışacağım. Eminim yine iş yükünü bahane edecekler. Tüm meslektaşlarımızdan, bu imkandan faydalanma konusunda diretmelerini ve keyfi uygulamaların önüne geçmelerini rica ediyorum.