Mesajı Okuyun
Old 23-02-2022, 16:03   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

Kaldırma kararı, tüm sürelerin yeniden başlatılmasına neden olacak şekilde, taraf teşkilinin usulüne uygun sağlanmadığı vs gibi teknik bir nedene dayanmıyorsa, yeni delil sumak mümkün değildir kanımca.
Davaya cevap vermemek davayı inkardan sayılsa da inkar savunmasının ıslah edildiğinden bahisle yeni delil sunulamaz. Çünkü yapılmayan bir şeyin ıslahı olmaz.

Süresinde Verilmeyen Cevap ve Tanık
Karar Tarihi: 04.02.2021
YARGITAY -HUKUK GENEL KURULU
Esas No. 2017/2-2710--Karar No. 2021/34--Tarihi: 04.02.2021
İlgili Kanun/Madde-6100 s. HMK/127-129, 194
KARŞI İSPAT HAKKI--TANIKLARIN YASAL SÜREDEN SONRA BİLDİRİLMESİ
ÖZETİ : Süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın yasal süre geçtikten sonra bildirmiş olduğu tanıklarının dinlenmesine yer yoktur.
KARAR : Süresinde cevap ve delil bildirmeyen davalının, davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaları inkar etmiş olacağına göre, ön inceleme duruşmasından önce bildirdiği tanıkların da bu doğrultuda dinlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. İzmir 2. Aile Mahkemesi’nin 10.03.2014 tarihli ve 2014/94 E., 2014/226 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; HMK’nın 129. maddesine göre delillerin cevap dilekçesinde gösterilmesinin zorunlu unsur olarak düzenlendiği, 130. maddede bu eksikliğin sonradan giderilemeyeceğinin belirtildiği, 6100 Sayılı Kanun’un madde gerekçeleri incelendiğinde davaların usul ekonomisi ilkesine uygun biçimde makul sürede sonuçlandırılmasının hedeflendiği, 140/5. maddenin birinci fıkrasında, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık tespit edildikten sonra tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri sunmaları amacıyla gerekli açıklama için kesin süre verilebileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yasal süresi içerisinde cevap vermeyen davalının, HMK’nın 128. maddesi karşısında davacı tarafın ileri sürdüğü vakıaları çürütmeye yönelik delil bildirip bildiremeyeceği, burada varılacak sonuca göre yasal süresinden sonra vermiş olduğu davaya cevap ve delil dilekçesinde bildirdiği tanıklarının en azından karşı ispat bağlamında dinlenmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmıştır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; dava dilekçesinin davalıya 16.10.2012 tarihinde usule uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesinin sunulmadığı, böylece davalının dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarını inkar etmekle birlikte savunmasına yönelik herhangi bir vakıaya dayanmadığı, davalının kanunla kesin şekilde belirlenen iki haftalık süreden sonra 05.11.2012 tarihinde, davaya cevap vererek aynı dilekçeyle tanık deliline dayandığı, mahkemece yapılan 12.12.2012 tarihili ön inceleme duruşmasına her iki taraf vekilinin katıldığı, davacı ve vekilinin süresinden sonra verilen cevap dilekçesine muvafakatinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda; süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemekle inkar savunmasına dayanak vakıa ve delile dayanmayan davalının süresinden sonra bildirmiş olduğu tanıklarının karşı ispat hakkı kapsamına taşınarak dinlenilmesine de imkan bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın yasal süre geçtikten sonra bildirmiş olduğu tanıklarının dinlenmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen Yerel Mahkeme direnme kararı yerindedir.