Mesajı Okuyun
Old 26-09-2007, 12:04   #3
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan Fiili taksime itibar edilmesi

Sayın YILMAZ






"hakim ısrarla bu binanın 7 sahibi bir araya gelip surası senın burası benim şeklinde fiili taksim yaptılarmı şeklinde sorular yöneltti. " demişsiniz. Bozma kararında ilgili daire keşif yapılarak geçerli bir fiili taksimin yapılıp yapılmadığının mahkemece araştırılmasına işaret ettiğine göre hakimin bu yönde araştırma yapması bir zorunluluktur. Yukarıdaki cümleniz bu araştırmanın yapıldığını göstermektedir. Geçerli bir fiili taksim için öğreti bir takım kriterler getirmiş, uygulamada da bu kriterler benimsenmiştir. Örneğin, "Uygulamada Önalım Davaları" adlı eserinde Soysal ÖZENLİ'nin bu konudaki görüşü şöyledir; Önalım hakkının kullanılmasını önleyecek nitelikte bir paylaşmanın varlığından söz edebilmek için bu paylaşımda; zaman (önalım hakkının kullanıldığı andan çok daha önceki bir zamanda taksimin yapılmış olması) , bağımsız hareket edebilme (her hissedarın pay karşılığı aldığı parça ile ilgili olarak diğer hissedarların rıza ve kabulüne ihtiyaç duymadan her türlütasarrufta bulunabilme olanağına sahip olması), eylem (her bir hissedar yönünden taksimin gerçekleşmiş bulunması) , yasal unsur (paylaşıma-ifraza- yasaların imkan vermiş bulunması) ve irade unsurunun (tüm paydaşların taksime katılmış olmasının) varlığı araştırılmalıdır.


Kanuni Önalım Hakkı adlı eserinde (Sitemiz üyesi) Sn.Doç.Dr. Şükran T.ŞIPKA, Yargıtay'ın önceki kararlarındaki "Her paydaş belirli bir kesimi uzun süreden beri tasarruf etmekte ise, her paydaşın yeri müstakil bir taşınmaz niteliği almış demektir" şeklindeki yorumlarını eleştirmekte, HGK'nun 29.06.1990 tarihli ve 6.321/441 sayılı kararında ise "bütün paydaşların katıldığı bir anlaşma bulunmadıkça bazı müşterek maliklerin müşterek malın belirli kısımlarını kullanmaları halinde pay satışında diğer paydaşların kanuni şuf'a hakkını kullanmasının amacına uygun olduğunun belirtildiğine işaret etmektedir.

Kolay gelsin.