Mesajı Okuyun
Old 18-12-2006, 16:09   #2
Av.Ufuk

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1995/5-6
K. 1995/26
T. 20.2.1995
• MÜTESELSİL SUÇ ( Zamanaşımı-Yer Bakımından Yetkili Mahkeme-Zaman Bakımından Uygulanacak Yasa )
• YER BAKIMINDAN YETKİLİ MAHKEME ( Müteselsil Suç )
• ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANACAK YASA ( Müteselsil Suç )
• ZAMANAŞIMI ( Müteselsil Suç )
765/m.2,80,103
ÖZET : Müteselsil suçlarda suç tarihi teselsülün sona erdiği tarihtir. Diğer bir anlatımla müteselsil suçlarda suç, teselsülün sona erdiği tarihte tamamlanmakta olup, bu tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Müteselsil suçun işlenmeye başladığı tarihte yürürlükte bulunan yasanın uygulanması gerektiği ileri sürülemeyeceğinden TCY.nın 2. maddesinin uygulanmasına da yer ve olanak bulunmamaktadır. Müteselsil suçlarda zamanaşımı, teselsülün sona erdiği tarihten başlayacaktır. CMUY.nın 8. maddesi uyarınca da, yer itibariyle yetkili mahkeme, yine teselsülün bittiği yer mahkemesidir. Zaman bakımından uygulanacak yasa da, teselsülün bittiği tarihte yürürlükte olan yasadır.

DAVA : Zimmet suçundan sanık Mehmet Koçak’ın TCY.nın 202/1, 80, 59, 219. maddeleri gereğince 4 sene 10 ay 10 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve kamu hizmetlerinden sürekli yoksun bırakılmasına ilişkin Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.1.1993 gün 139/13 sayılı hükmün sanık ve katılan vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi 14.7.1993 gün 1899/2904 sayı ile; "Bu suçtan tutuklu bulunan sanığın talimatla sorgusu yapılarak CMUY.nın 226. maddesine muhalefet edilmesi" nedeniyle bozulmuş, bozmaya uyan Yerel mahkeme 15.9.1993 gün 168/115 sayı ile sanığın TCY.nın 202/1, 80, 202/son, 59, 219. maddeleri gereğince 3 sene 2 ay 26 gün ağır hapis ve memuriyetten sürekli mahrumiyet cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, katılan ve sanık vekillerinin temyizi üzerine Özel Daire bu kerre 2.3.1994 gün 4669/736 sayı ile "dosya içeriğinden zimmet suçunun 25.5.1991 tarihine kadar teselsül ettiği anlaşılmasına göre sanık hakkında 29.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3679 Sayılı Yasa ile değişik TCK.nun 202. maddesiyle uygulama yapılması gerekirken eski maddenin uygulanmasıyla eksik ceza tayini" isabetsizliğinden bozmuştur.

Yerel Mahkeme 8.6.1994 gün 84/100 sayı ile;

Fiil 3679 Sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce işlenmeye başlanmış ve bu yasa yürürlükteyken işlemeye devam olunmuştur. TCY.nın 2. maddesi gereğince suçun işlenmeye başlandığı tarihteki lehe olan Yasa uygulanmalıdır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili ve katılan vekilleri tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 27.12.1994 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Sanığın zimmet suçundan TCY.nın 202/1, 80, 202/son, 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun, fiilin işlenmeye başladığı tarihte yürürlükte olan yasanın mı, yoksa müteselsil suçlarda, sonradan yürürlüğe giren ve teselsülün sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan yasanın mı uygulanacağına ilişkindir.

Maddi olayda, Devlet Hastahanesinde sayman mutemedi olan sanık 29.6.1990 ila 25.5.1991 tarihleri arasında, hastalardan makbuz karşılığı tahsil ettiği parayı zimmetine geçirmiştir. Sanık, aynı suç işleme kararı altında muhtelif günlerde tahsil ettiği paraları mal edinmiş ve fiilini zincirleme biçimde sürdürmüştür. Sanığın eylemi müteselsil zimmet suçunu teşkil etmektedir. Fiillerin devamı sırasında 29.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3679 Sayılı Yasa ile, sanık hakkında uygulanan TCY.nın 202. maddesi değişikliğe uğramıştır.

Kural olarak her netice bağımsız bir suç oluşturmaktadır. Yasa koyucu bu kuralın istisnası olarak müteselsil suçu ( zincirleme suç ) kabul etmiş, bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak, kanunun aynı hükmünün muhtelif zamanlarda birkaç defa ihlal edilmesini, bir suç saymıştır. Birleşen ve tek suç sayılan muhtelif neticeler başlı başına suç teşkil etmekte fakat TCY.nın 80. maddesi gereğince bir suç sayılma nedeniyle fail, bir kez cezalandırılmakta ve cezası arttırılmaktadır.

Bu nedenle müteselsil suçlarda suç tarihi teselsülün sona erdiği tarihtir. Diğer bir anlatımla müteselsil suçlarda suç, teselsülün sona erdiği tarihte tamamlanmakta olup, bu tarihte yürürlükte bulunan Yasa hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Müteselsil suçun işlenmeye başladığı tarihte yürürlükte bulunan yasanın uygulanması gerektiği ileri sürülemeyeceğinden TCY.nın 2. maddesinin uygulanmasına da yer ve olanak bulunmamaktadır.

Öte yandan TCY.nın 103. maddesi gereğince müteselsil suçlarda zamanaşımı, teselsülün sona erdiği tarihten başlayacaktır. CMUY.nın 8. maddesi uyarınca da, yer itibariyle yetkili mahkeme, yine teselsülün bittiği yer mahkemesidir. Zaman bakımından uygulanacak yasa da, teselsülün bittiği tarihte yürürlükte olan yasadır.

Bu itibarla, sanık hakkında teselsülün sona erdiği 25.5.1991 tarihinde yürürlükte bulunan Ceza Yasasının 3679 Sayılı Yasa ile değişik 202 maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinden, Yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, tebliğnamedeki düşünce gibi 20.2.1995 günü oybirliğiyle karar verildi.