Mesajı Okuyun
Old 26-03-2013, 18:53   #7
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Benzer diyalogu, her tarıştığımızda "benim emekliliğim gelmiş zaten" diyen, tecrübeli(!) bir hakimle yaşamıştık. Kazandığımız davayı, davalı temyiz etmişti. Aynı konuda bir dava da kendisi açmıştı."derdestlik itirazında" bulunduk. Mahkemesinden müzekkere ile durum soruldu. Gelen cevapta "dosyanın Yargıtay'da" olduğu belirtiliyordu. Hakimle aramızdaki diyalog:

- Ama avukat bey, dosya karara çıkmış, siz derdestlik itirazında bulunuyorsunuz.

B- Dosya temyiz aşamasında olduğu için, halen derdesttir.

- Ama mahkeme karar vermiş, dosya nasıl derdest oldun.

B- Hakim Bey, bir dosya ya henüz derdesttir, ya da karar verilip kesinleşmiştir. Üçüncü bir durum sözkonusu değildir. Eğer, Yargıtay'daki dosya için "kesinleşmiştir" diyorsanız, o vakit "kesin hüküm" itirazında bulunuyoruz. Aksi takdirde, "derdestlik itirazımız" devam etmektedir.

- G.D.osyanın temyizden dönüşünün beklenilmesine.

----

Aynı dosyada eksik harcın tamamlanması için 6 ay uğraştım. Neyse ki, 3. yılın sonunda emekli oldu da, davayı kazanabildim.


Üstad hâkimle olan diyaloğunuzu okuyunca henüz çocuk yaşta tahta geçen Fatih Sultan Mehmet’in (ki o zaman Fatih değil sadece 2. Mehmet, düşünün birinci bile değil ) haçlı ordusu sınıra dayanınca Babası 2. Murat’a yazdığı mektup geldi aklıma.

"Baba, eğer ki padişah sen isen ordunun başına geç, eğer padişah ben isem sana emrediyorum gel ve ordularının başına geç !!!"

Anlaşılan emekliliği çoktan gelmiş sayın hâkimin, sizin alternatifli cevabınız üzerine ordunun başına geçip, haçlılarla falan uğraşmayı gözü kesmemiş, kesin hükümle falan uğraşmamak için görevinin başına geçmeyi tercih etmiş

Saygılarımla.