Mesajı Okuyun
Old 23-05-2002, 12:47   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan A.Ş. nin Temsilinde ''konu'' İle Sınırlamanın Etkisi

TK.321,f.2: ''Temsil selahiyetinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmez, ancak temsil selahiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müşterek kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen tahditler muteberdir..''

Bu hüküm icabı ve Yargıtay kararları (11.HD.29.06.1982 T, E.82/2638,K.82/3181) doğrultusunda, temsil yetkisinin konu ile sınırlandırılmasının, tescil ve ilan edilse bile üçüncü kişileri bağlamayacağı kabul edilmektedir.

Diğer yandan, sadece Yönetim kurulu marifetiyle temsilde değil, herhangi bir şekilde ''Ticari mümessil'' sıfatıyla A.Ş.' de temsilde bile BK.451/3 düzenlemesi ışığında tescil ve ilanın bu yetkiye geçerlik tanıyamayacağı, sadece üçüncü kişinin müspet vukufu halinde istisnaen onu bağlayabileceği gibi bir sonuca ulaşılmaktadır. (Oğuz imregün, Ticaret hukukunun Genel İlkeleri, İstanbul 1989 s.74 vd.)

Konuyu somutlaştımak için bir örnek verirsek: X A.Ş., yi 3.kişilere karşı temsilde yönetim kurulunda A yetkili bir üye ve B yetkili bir üyenin birlikte ve ancak miktarı 100 Milyarla sınırlı olmak üzere temsil edebilecekleri gibi.. bir sınırlamanın tescil ve ilanı yapılsa bile 3.kişileri bağlamayacağı belirtilmektedir.

Uygulamada bu tür sınırlamalara sıkça rastlanmaktadır. Elbette, Şirket- temsilci iç ilişkisinde doğrudan bağlayıcı bu tür sınırlamalar yararlıdır.. iç sorumluluk düzeni bakımından da etkilidir.


Soru:


1- Tescil ve ilan ile şirketin ünvanı bile değiştirilebiliyor ve bu değişiklik, geçerli ve 3.kişileri bağlayıcı sayılıyor iken, 321/2' nin temsil yetkisinin konu ile sınırlamaya müsait kabul edilmemesi bir çelişki değil midir? Bu yoldaki bir yorum, uygulamayı zorlayıcı bir yorum değil midir?

2- Bu sınırlama, temsil yetkisinin özünün bölünemeyeceği ilkesi gereği ise, Tescil ve ilanın iyiniyeti kaldırıcı etkisi karşısında bu tespit ve kabulün anlamı nedir?

Saygılarımla..