Mesajı Okuyun
Old 19-03-2009, 23:14   #12
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

"Tam ehliyetli", "tam ehliyetsiz", "sınırlı ehliyetli", "sınırlı ehliyetsiz"...
Sınırlı ehliyetsizler: 1. Mümeyyiz küçük, 2. Mümeyyiz kısıtlı

Biz mümeyyiz küçüklerin yasal temsili konusu üzerinde düşünüyoruz. Mümeyyiz küçük, 18 yaşını doldurmadığı halde ayırt etme gücüne sahip kabul edilen kişilerdir. Yasal temsilcinin rızası olmadıkça hukuki işlem ehliyetine sahip görülmeyen bu kişiler, "karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada" bu rızaya muhtaç değiller (MK.m.16/I).

Şimdi soruya dönüyorum: "Yasal temsilci ayırt etme gücüne sahip küçük adına kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanabilir mi?"
Cevap: Hayır. Zira MK.m.16/I/c.2 uyarınca kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada temsil yasağı vardır.
Cevap bu kadar net olması gerekirken, konuya tereddüt kazandıran faktörün "kişiye sıkıca bağlı haklar" (münhasıran şahsa bağlı haklar) kavramının tanımındaki belirsizlik olduğunda ısrar ediyorum. Zira "mümeyyiz" küçüğün durumunu araştırdığımıza göre, artık ayırt etme gücüne sahip olduğunu kabul ediyoruz demektir.

Bu tür şahsen kullanılabilecek haklarda karar verme yetkisi sadece (münhasıran) kişinin kendisinde olduğundan, bu yetki ne iradi temsilciye (mesela bir avukata) ne de kanuni temsilciye bırakılamaz (temsil yasağı). Fakat hakkın kullanılmasına, bir başkası değil, sadece küçüğün kendisi karar verdikten sonra, mesela boşanma davası açması için bir avukata vekalet vermesi pekala mümkün olabilir.

“Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar”ın neler olduğu ise kanunda açıkça sayılmadığından farklı görüşlerin ileri sürülmesine neden olmuştur. Genel kabule göre, şu haklar kanuni temsilcinin rızasına gerek kalmaksızın sınırlı ehliyetsizin şahsen kullanabileceği kişilik hakları arasında sayılmaktadır:
aa. nişanın bozulmasını isteme hakkı,
bb. evliliğin iptali, ayrılık ve boşanma davası açma hakkı,
cc. manevi tazminat davası açma hakkı ,
dd. evlat edinmeye rıza ve eşinin evlat edinmesine itiraz hakkı ve çocuğunun evlat edinilmesine rıza hakkı
ee. hacir altına alınan kimsenin vasinin işlemlerine karşı şikayet hakkı (MK.m.461), kısıtlamanın kaldırılmasını talep hakkı (MK.m.472/III)
ff. 15 yaşını doldurmak şartıyla vasiyetname yapmak

Bu gibi "mutlak nitelikte şahsa bağlı haklar" dışında kalan; nişanlanma (MK.m.118/II), evlenme (MK.m.126, 127), mahkemece ergin kılınma (kazai rüşt) talebi (MK.m.12) ve ismin değiştirilmesini dava etme (MK.m.27) gibi "nisbi nitelikte şahsa bağlı haklar"ın ise, ancak kanuni temsilcinin de izni veya işleme katılması ile yapılabileceği kabul edilmektedir.

Bence bu problemin nirengi noktası, "tedaviye rıza"da düğümlenmektedir. Tıbbi müdahalenin büyüklüğü ve önemi itibariyle yapılacak ayırımlar, kanaatimce "mutlak"-"nisbi" kalıplarına sığmamaktadır.