Mesajı Okuyun
Old 10-10-2011, 23:18   #7
magistra175

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Fatma B
İyi çalışmalar;
Alacağın Temliki ile ilgili takıldığım bir konu var, sizlerle paylaşıp görüşlerinizi almak isterim.
G. Ltd. Şti'nin Y.Belediyesinden 150.000.- TL lik bir alacağı var, G.Ltd. Şti. nin M. Şahsına da 50.000.- TL lik borcu var, G.Ltd. Şti. M. şahsına benim Y. Belediyesinden alacağım olan 150.000.- TL yi sana temlik edeyim fakat benim 100.000.-TL de H şahsına borcum var sen de Y.belediyesinden 150.000.-TL lik temlikten 50.000TL alacağını aldıktan sonra kalan miktar olan 100.000.- TL yi H şahsına temlik et diyor. M de H şahsına temlik etmiş.
. Yani M şahsı 150.000.-TL lik temliğini alamıyor. Fakat H şahsına yapmış olduğu 100.000TL lik temliği de ödeyemiyor. H şahsı noterden ihtar çekmiş öde diye. Fakat M şahsının H ye verdiği temliknamede şöyle birşey yazıyor;"Ben temlik eden olarak, G. LTD. ŞTi tarafından Y. Belediyesinden tahakkuk etmiş ve edecek olan hak ve istihkaklardan, ... sayılı temlikname ile lehime yapmış olduğu 150.000.- TL lik temlik alacağımdan, 100.000.- TL lik kısmını öncelikle ve birinci sırada olmak ve yüzbin liraya ulaşıncaya kadar lehine temlik ettiğime ödenmek üzereh şahsına devir ve temlik ettim. Temlik keyfiyetinin Y. Belediyesine tebliğ edilmesini "
Olayın sonundan Y. Belediyesinin borcu olmadığı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşiyor, Burada devir şartları arasında y. belediyesinden alınacak olan miktar alınırsa ödeyeceğim şeklinde bir yazı var. Buna dayanarak M şahsı H ye olan temliği ödemekten imtina edebilir mi?
Burada M nasıl bir yol izleyebilir? Şimdiden Teşekkür ederim.

Öncelikle olayın karmaşıklığı nedeniyle olduğunu düşündüğüm talihsizlik dolayısıyla sorunuzu anlamakta güçlük çektiğimi belirtmek isterim. Sanırım siz bu olay bakımından M'nin vekilisiniz. Bu nedenle açıklamamı M bakımından yapacağım. Söz konusu olayda klasik bir alacağın temliki sözleşmesinin yapıldığı aşikardır. 818 SayılıvBorçlar Kanununun alacağın temlikine ilişkin hükümlerine göre alacağı devredenin garanti durumu sadece alacağın mevcudiyeti bakımından söz konusu olmakla beraber borçlunun aczi bakımından söz konusu değildir. Ancak 1 Temmuz 2011 tarihi itibariyle yürürlüleğe girecek Türk Borçlar Kanununda ise garantörlük bakımından bir değişikliğe yer verilerek temlik edenin temellük edene karşı borçlunun aczinden sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Sizin ollayınızda ise 818 Sayılı kanun hükümleri uygulanacak ve borçlu şirket temlik ettiği 150.000 liralık alacak hakkının gerçekte var olmadıığı için M'ye karşı 150.000 lira borçlu olmaya devam edecektir. M'nin temlik ettiği 100.000 TL'den dolayı sorumlu olmaya devam edip etmeyeceği hususu bakımındanda borçlar kanunun hataya ilişkin hükümlerine gidilerek yapılan temlik sözleşmesinin hükümsüzlüğünün karar altına alınması istenebilecektir. Zira burada söz konusu olan esaslı bir hata halidir. Ancak belirtmek gerekir ki bu hata bakımından M kusurludur ve bu hatası alacaklı H ye karşı haksız fiil teşkil etmektedir. Bu haksız fiilden doğan tazminat yükümlülüğü devam edecektir. Belirttiğim hukuki sebepler ışığında ciddi bir savunmayla müvekkilinizin mağduriyetini büyük oranda giderebileceğinizi düşünmekteyim.