Mesajı Okuyun
Old 28-01-2007, 14:11   #15
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Can Doğanel

Gerçekten o başlığı ve yazılanları atlamışım;ama haklısınız,aklın yolu bir derlerdi de inanmazdık.



Alıntı:
Öneriler:
1- Layihalar safhası bitmeden duruşma günü verilmemelidir. Tensip kararı ile bodoslama duruşma günü tayin etmek yerine layihalar safhasının yasal süreler ve mazeret hakları aynen korunarak bitmesi beklenmeli. Safahatın sona ermesinin ardından ilk duruşmaya çıkılmalı ve bu aşamada kanunen mümkün ve gerekiyorsa tanıkların tümü aynı oturumda hazır edilip dinlenmeye çalışılmalıdır.

2- Eğer keşif gerekiyor ve sonucunda bilirkişi raporu alınacaksa yine raporun gelişi tahmin edilmek suretiyle değil, bilirkişi raporu geldiğinde taraf itirazları safhası yazılı olarak halledilip, gerekiyorsa bilirkişinin duruşmada sorgulanması için yeniden duruşma günü tayin edilip taraflara tebliğ yolu ile bildirilmelidir. Böylece bilirkişi raporunun beklenmesine şeklinde cereyan edecek boş duruşmalardan sakınılmış olacaktır.

3- Her duruşmanın ardından illa bir duruşma gün ve saati tayin etmek zorunlu olmamalı. Eğer arada yazılan müzekkerelere verilecek cevapların ve sair delillerin toplanmasının uzun zaman alacağı ve tahmini olarak kestirilmesi mümkün olmadığı durumlarda. "Duruşma gününün delillerin toplanmasından sonra tayinine ve taraflara tebliğine" şeklinde karar verilebilmelidir.

4- Kararın verileceği duruşma için taraflar meşruhatlı davetiye ile çağrılmalı ve varsa esasa ilişkin son beyanlarını yazılı ve sözlü olarak bildirmeli ve bu duruşmada olağanüstü (sonradan çıkan delil vs. iadei muhakeme sebebi olabilecek) durumlar dışında kararın verilmesi ertelenmemeli ve karar verilmelidir.

5- Az sayıda duruşma ile sonuca ulaşılması Adliye içerisindeki lüzumsuz kalabalığı önleyecek ve hakimin haftanın 2-3 günü duruşma 1 günü de keşifle geçen zamanı dosyaları incelemeye ayırmasını sağlayacak ve böylece daha sağlıklı ve adil, her iki tarafı da tatmin edici kararlar vermesini sağlayacaktır.

6- Avukatlar yönünden ise yukarıda arz edilen boş duruşmalar için o salondan o salona koşturup durmak ve sırf bu boş duruşmaya girip, duruşma günü almak ve davayı düşürmemek için kendilerini telef etmeleri önlenmiş olacaktır. Az sayıda duruşmaya çıkılması sonucunda da avukatın da ajandası hafifleyecek böylece duruşma gün ve saatlerine riayet etmekte sorun yaşamayacaktır. Buna göre mesleki mazeret de son derece azalmış olacaktır.

Sonuç: Boş duruşmalar önlenmek suretiyle az sayıda duruşma ile davaların sonuçlandırılması yoluna gidilmesi hem vatandaşın adalete güvenini arttıracak hem de girdiği duruşmada hiçbir şey yapılmadığını görüp Adalete öfke duymasını önleyecektir. Kalem personeli başka hiçbir işe el süremediği duruşma günlerinin telaşesinden kurtulacak ve müzekkerelerin gecikmesi veya baştan savma yazılması sorunları azalacaktır. Neticede bu ilkeler uyulmak suretiyle yapılacak bir düzenleme herkes açısından emek ve zaman tasarrufu sağlayacaktır. Hatta bu sayede Adliyelerdeki pek çok duruşma salonu atıl hale geleceğinden farklı şekillerde değerlendirilebilecek böylece kalem personeli kucak kucağa çalışmaktan da kurtulacak