muhterem meslektaşlar,

müvekkil, yabancı bir şirket olup türkiye pazarına ikinci bir şirket kurarak girmiştir. bu ikinci şirketteki ihtiyaç içindeki işçilere müvekkil faizsiz borç para vermektedir. buna göre talep edildiğinde müvekkil talep edilen meblağı şirketin yetkili müdürüne (ki aynı zamanda ikinci şirketin hissedarıdır kendisi) göndermekte onun da gönderilen parayı işçilere vermesi gerekmektedir. ancak bu müdür, müvekkilin işçilere verilmek üzere gönderdiği parayı faiz karşılığı onlara vermektedir.

daha sonra borç para alan işçiler, müdür hakkında suç duyurusunda bulunurlar, böylelikle müvekkil de durumdan haberdar olur. şu an müdür hakkında kamu davası açılmıştır. müvekkil de suçtan zarar gören sıfatıyla davaya müdahale için talepte bulunmuştur. ancak müdürün vekili son duruşmada müvekkilin suçtan zarar gören sıfatını haiz olmadığını beyanla katılma talebine muvafakat etmediğini söylemiştir.

şahsen müvekkilin suçtan zarar gören sıfatı olduğunu düşünüyorum, kendisinin bu dava sebebiyle şu an tespit edilebilmiş herhangi bir maddi kaybı belirlenememişse dahi işçilerine ve piyasaya karşı itibarı zedelenmiştir veya böyle bir tehlike vardır.

ancak yargıtay'ın görüşü nedir? yukarıda izah ettiğim olaya uygun/benzer öğeleri ihtiva eden, katılma talebinin tartışıldığı kararlar arıyorum. konu hakkında malumatı olanlar yardımcı olabilirse makbule geçer. şimdiden teşekkür ederim.